15. Ceza Dairesi 2018/5665 E. , 2020/3927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK 157/1, 168/2, 52/2, 53/1-2-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığa atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Katılanın 2012 yılı Nisan ayında engelli memur seçme sınavına girdiği, sınav sonucuna göre işe yerleştirilmeyi beklediği, bu esnada arkadaşı tanık ...vasıtasıyla sanık ile tanıştığı, sanığın memur olarak işe yerleştirilmesi hususunda yardımcı olabileceğini söyleyerek katılandan toplamda 11.970 TL para aldığı, bu paranın 3.000 TL"sini iade ettiği, bir süre sonra sanığın ortadan kaybolduğu, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda, katılan beyanı, sanık savunması, tanık anlatımları ile dosya kapsamına göre, sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekili ve sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın katılandan aldığı 11.970 TL"den 3.000 TL"sını 10/01/2013 tarihinde katılana rızası ile teslim ettiği, ancak kalan kısmının cebri icra yoluyla tahsil edildiğinin anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27/10/2009 tarih ve 2009/6-132 Esas ve 2009/251 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu eşyanın ele geçirilmesi, kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçmesi gibi hallerde failin gerçek anlamda pişmanlığından söz edilemeyeceği, TCK’nın 168/4. maddesi gereğince katılana etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi bakımından yapılan kısmi ödemeye rıza gösterip göstermediği sorularak, sonucuna göre sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken, katılana kısmi ödemeye rızası olup olmadığı sorulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.