15. Ceza Dairesi 2017/15337 E. , 2020/4044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanığın katılan ..."e yönelik eylemi nedeniyle; TCK.nın 158/1-d, 62, 50, 52 ,51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafiii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, SGK Başkanlığı Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nde memur olduğu, çalışmış olduğu birim itibari ile "emeklilik işlemlerine esas sigortalılık gün sürelerinin hesaplanmasına ilişkin bireysel başvurular" ile ilgili herhangi bir görev ve yetkisinin bulunmamasına rağmen, bir tanıdğı vasıtasıyla yanına gelen katılan ..."e Bağ-Kur’dan emekli olmasını sağlamak için “kayıt parası” adı altında 250 TL para vermesi gerektiğini söylediği, katılanın yanında para olmadığını söylemesi üzerine, sanığın “senin yerine cebimden para vereyim, sen bana birazdan getirirsin” dediği, daha sonra katılanıın oğlundan temin ettiği 250 TL parayı götürüp sanığa verdiği, bu şekilde sanığın nüfus ticareti suçunu işlediği iddia edilen olayda;
TCK"nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının,kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir.Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için,bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Somut olayda; sanığın, görevi olmadığı halde işlem sahibi katılandan “kayıt parası” adı altında para alıp, aldığı bu parayı uhdesinde tutmasının dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturacağı, fakat kamu kurumunun maddi varlığının olayda kullanılmaması nedeniyle eylemin,, 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesinde tanımlanan hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamında kalan basit dolandırıcılık suçunun oluştuğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 15 tam gün olarak tayin edilmesi;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 01/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.