

Esas No: 2018/5704
Karar No: 2020/4288
Karar Tarihi: 02.06.2020
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/5704 Esas 2020/4288 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanıkların internet ortamından bulup satın aldıkları araçlar için katılanlara senet vererek borcunu ödeyemedikleri gerekçesiyle dolandırıcılık suçundan yargılandıkları belirtilmiştir. Sanıklardan birinin ise suçlu bulunarak mahkum edildiği, ancak cezanın belirlenmesi sırasında hükümet tarafından belirlenen üst sınır ceza miktarının aşıldığı ve bu nedenle kararın bozulduğu ifade edilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise şöyledir: CMK'nın 223/2-e, TCK'nın 157/1, 52 ve 53. maddeleri ve 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında,
CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat,
Sanık ... hakkında; TCK’nın 157/1,52,53. maddeleri gereğince 5 kez mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ..."in beraatine, sanık ..."nın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ..., O yer Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ..., ... ve ...’nun...Otomotiv isimli işyerinde birlikte çalıştıkları, sanıkların katılanların satışa çıkardıkları araçlarını internet ortamından buldukları, katılanların her biri ile irtibata geçerek araçların alımı konusunda anlaştıkları ve katılanların satıcı sanık ...’nın alıcı ve sanık ...’inde şahit olarak imzaladıkları satış sözleşmeleri düzenledikleri, araçlar için anlaşılan miktarların bir kısmını peşin verdikleri, kalan tutar için ise katılanlara sanık ...’nın borçlu olarak imzaladığı senetleri verdikleri, katılanlardan noter satışını aldıkları, ancak senetlerin günü geldiğinde senet borçlarını ödemedikleri ve böylece üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği somut olayda;
1-Sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanıklar savunmaları, katılan ve tanık beyanları, uzlaştırma raporu, ve diğer deliller doğrultusunda, sanıkların atılı dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin sabit olmadığı gerekçelerine dayanan beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanlar vekili ve O yer Cumhuriyet savcısının sanıkların iştirak halinde hareket ettiklerine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, uzlaştırma raporu, ve diğer deliller doğrultusunda, sanığın atılı dolandırıcılık suçlarını işlediğini sabit gören mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın savunma tekrarı ile atılı suçları işlemediğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18.06.2013 tarih ve 2012/15-1351-2013/328 E-K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bu açıklamalar ışığında, katılanlardan elde edilen menfaat miktarı göz önünde bulundurularak, hüküm kurulurken, TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiillerin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde sayılan kriterler esas alınıp takdir hakkının kullanılması suretiyle alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılarak cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayin edilmesi gerekirken, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak yazılı şekilde üst sınırdan belirlenmek suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kurumsal
