

Esas No: 2019/4583
Karar No: 2022/3429
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/4583 Esas 2022/3429 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/4583 E. , 2022/3429 K.Özet:
Ceza Dairesi'nin 2019/4583 E. ve 2022/3429 K. numaralı kararı, Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 2863 sayılı Yasaya Muhalefet davasıyla ilgilidir. Sanık ... ve diğer sanıklar, define veya kültür varlığı bulmak amacıyla kepçe ile izinsiz kazı yapmak suçundan yargılanmıştır. Sanıklar ... ve ... hakkında beraat kararı verilirken, sanık ... ise suçun kastının bulunduğu gerekçesiyle mahkum edilmiştir.
Kararda ayrıca, mağdur kavramının açıkça tanımlanmamış olduğu için \"suçtan zarar görme\" kavramının dolaylı veya muhtemel zararlar için dava açma hakkı vermediği belirtilmiştir. Bu konuda Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin yerleşik kararlarına atıfta bulunulmuştur.
Kanunlar açısından ise, sanıkların işlediği suç, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 74/1 ve 74/1-son maddeleri ile TCK'nın 62/1, 53. maddeleri kapsamında değerlendirilmiştir. Sanık ...'ın cezasına ilişkin ise, TCK'nın 37/1 ve 44. maddeleri ile 2863 sayılı Kanunun 74/1, 74/1-son maddeleri uyarınca karar verilmiştir. Düzeltme kararında ise, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezasının
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Müdürlüğü
Suç : 2863 sayılı Yasaya Muhalefet
Hüküm : Sanıklar ... ve ... hakkında;
CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat
Sanık ... hakkında;
TCK’nın 37/1 ve 44. maddeleri delaletiyle,
2863 sayılı Kanunun 74/1, 74/1-son, TCK’nın 62/1, 53, maddeleri uyarınca mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ... ve ...’un beraatlerine ilişkin hüküm katılan ... vekili ve katılan ... vekili tarafından, sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanlar vekilleri tarafından sunulan temyiz dilekçelerinin içeriğine göre sadece beraat kararlarını temyiz ettikleri, ... ve ... hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin temyize konu edilmediği belirlenerek yapılan incelemede;
1- Katılan ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; katılan ... Müdürlüğünün 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan yapılan yargılamaya katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan ... vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Katılan ... vekilinin sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise;
Sanıklar hakkında, sanık ... ve temyiz dışı diğer sanıklarla birlikte define veya kültür varlığı bulmak amacıyla kepçe ile izinsiz kazı yapmak suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak; sanık ...’un savunmasında kepçe operatörü olduğunu, sanık ...’ın maden arayacaklarını, izin belgelerinin olduğunu söyleyerek kendisiyle kepçe ile kazı yapması için anlaştığını ve bu konuda sözleşme yaptıklarını belirterek atılı suçlamayı kabul etmediği, diğer sanık ...’nin ise savunmasında, oğlu olan sanık ...’in kepçe ile hafriyat işi yaptığını, olay günü oğlunun işi dolayısıyla onun yanında geldiğini, kazı ile bir ilgisinin olmadığını belirttiği, dosya kapsamında yer alan iş makinesi kira sözleşmesine göre saatlik kira bedeli 200 TL olacak şekilde sanıklar İsmil Uğur ve sanık ... arasında sözleşme imzalandığı, sanık ...’ın da sanık ...’in kepçesini kiraladıklarını belirterek sanık ...’in savunmasını doğruladığı dikkate alınarak ücret karşılığında kepçe operatörlüğü yapan sanığın ve babasının bir sorumluluğun bulunmadığı dikkate alınarak haklarında verilen beraat kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda, sanığın suç işleme kastının bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün kısmen isteme uygun olarak ONANMASINA,
3- Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede;
Kaçak kazı çukurunun açıldığı yerin suç tarihinde sit alanında bulunmamakla birlikte, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtilen korunması gerekli yerlerden olan tümülüs niteliği taşıdığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 2863 sayılı Kanunun 74/1. cümlesi gereğince tayin edilen temel cezadan aynı maddenin 2. cümlesi uyarınca indirim yapılamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Suç tarihinde sanık ...'ın, aynı suçtan haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanıklar ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, Çorum ili Çakırköyü Killik mevkiinde, define veya kültür varlığı bulmak amacıyla, kepçe ile 7 metre derinliğinde kazı çukuru açmak suretiyle izinsiz kazı yapmak suçunu işlediği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın maden aradıklarına, suçun kastının bulunmadığına dair yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği ihtarı yapılırken dayanak kanun maddesi olan TCK'nın 51/7. maddesinin belirtilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu
konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden (3) nolu hüküm fıkrasının 8 nolu bendindeki cümlenin başına “TCK'nın 51/7. maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
