

Esas No: 2018/607
Karar No: 2022/2809
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/607 Esas 2022/2809 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2018/607 E. , 2022/2809 K.Özet:
Sanık ... ve diğer sanık ..., bir menfi tespit davası nedeniyle aralarında olan ve telefon görüşmesinde konuşan katılana ait görüşmeleri kaydettikleri için \"kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması\" suçundan mahkum edilmişlerdir. Ancak, birinci sanığın konuşmanın içeriği itibariyle özel olmayan konuşmaları kaydetmiş olması nedeniyle hüküm hatalıdır ve beraatına karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, diğer sanığın açtığı davadaki iddialarını ispatlamak için sunduğu CD'nin içeriği itibariyle özel olmayan konuşmaları içerdiği için hukuka aykırı bir hareketi olmadığı anlaşılmıştır ve beraatına karar verilmesi gerekmektedir. Hüküm, 6352 sayılı Kanun ile TCK'nın 133. maddesinin değişikliklerinden önceki hükümler temel alınarak verilmiştir ve Anayasa Mahkemesi'nin 53. maddenin iptaliyle ilgili kararı göz önünde bulundurulmamıştır. Bu nedenlerle, hüküm bozulmuştur.
TCK'nın 133/1, 62/1, 53/1, 58/6-7, 133/3, 62/1, 50/3-1-a, 52/2; TCK'nın 134/1. maddeleriyle ilgili açıklama ve değişiklikler.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Hükümler : 1- Sanık ... hakkında TCK'nın 133/1, 62/1, 53/1, 58/6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Sanık ... hakkında TCK’nın 133/3, 62/1, 50/3-1-a, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar, mahalli Cumhuriyet savcısı ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... ile yaptığı iş yeri kiralaması dolayısıyla alacaklı konumunda bulunan katılan ... tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle aralarında menfi tespit davası bulunduğu, sanık ...’nın kardeşi olan diğer sanık ...’ın katılan ile yapmış olduğu ve abisi...’nın borcu ile ilgili yüz yüze konuşmayı cep telefonu ile kaydettiği ve sanık ...’nın da bu kayıtları görülmekte olan davaya sunduğu iddia ve kabul edilen olayda yerel mahkemece sanıklar hakkında mahkumiyete karar verilmiş olup;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların, mahalli Cumhuriyet savcısının ve üst Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık ...’nın tarafı olduğu ve içeriği itibari ile de özel olmayan, katılan ile yapmış olduğu yüz yüze konuşmayı cep telefonu ile kaydetmesi eyleminde TCK’nın 133/1. maddesinde tanımı yapılan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun ve TCK’nın 134/1. maddesinde tanımı yapılan özel hayatın gizliliğini ihal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Sanık ...’nın elde ettiği katılana ait içeriği itibariylede özel olmayan konuşmaları içeren CD’yi mahkemeye delil olarak sunması şeklinde subütu kabul edilen eylemi nedeniyle, konuşma içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, açmış olduğu davadaki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı anlaşıldığından beraatine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
a) 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 80. maddesiyle, TCK’nın 133. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “iki aydan altı aya kadar hapis ” ibaresi “iki yıldan beş yıla kadar hapis” üçüncü fıkrasında yer alan “altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para” ibaresi “iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adli para” şeklinde değiştirilmiş, olmasına karşın sanıklar hakkında değişiklikten önceki hükümler uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
b) Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıkların, mahalli Cumhuriyet savcısının ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
