15. Ceza Dairesi 2017/23998 E. , 2020/5226 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı;
a-TCK 158/1-f-son,62,52,53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-TCK.nın 37, 204/1,62,53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."ye ait olan 30/10/2009 keşide tarihli 43.000 TL bedelli suça konu çekin...-Gaz San. ve Tic. A.Ş."ye verildiği, karşılığı olmaması nedeniyle icra takibi yapıldığı, sanık ... tarafından yapılan imzaya itiraz üzerine imzanın sanık ..."a ait olmaması nedeniyle icra takibinin iptal edildiği ve sanıklar hakkında şikayet yapıldığı, yargılama sırasında alınan 11/12/2013 tarihli ekspertiz raporu ile suça konu çekteki imzanın sanık ..."ye ait olduğunun tespit edildiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda;
a) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede, her ne kadar fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri gerekçesiyle sanık ... hakkında da mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; sanıkların ayrı ayrı çek hesaplarının bulunduğu, sanık ..."ın suça konu çekteki imzanın kendisine ait olmaması nedeniyle icra takibine itiraz ettiği, babasının imzasını tanımadığı, olaya dahili ve suç işleme kastı olmadığına dair savunması, bilirkişi raporu ile de keşideci imzasının sanığa ait olmadığının tespit edilmesi ve TCK"nın 20. maddesinde düzenlenen "suç ve cezaların şahsiliği ilkesi" nazara alındığında; sanığın savunmasının aksine, mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mevcut şüphenin de sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık ..."ın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
b) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede, sanığın sahibi olduğu Anıl Petrol isimli işyeri ile katılan şirket arasında 2007 yılından itibaren sürekli alış veriş yaptıkları, suça konu çekle ilgili bir kısım ödemeler yapıldığına ilişkin belgelerin sunulması, sanık ..."in ifadesiyle işyerinde bulunan çek koçanlarını karıştırıp yanlışlıkla oğluna ait çeke imza attığı, borcunu inkar etmediği ve bir kısım ödeme yapıldığı, katılan şirketle olan alışverişlerini çek ile yapıldığı, çoğunlukla çekleri boş olarak imzalayıp verildikten bir süre sonra çek karşılıklarını ödeyip çekleri geri aldıklarını beyan etmesi ve ileri sürülen iddialara karşılık katılan şirket yetkililerin beyanlarının alınmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, katılan şirket yetkililerinin de ifadeleri alınarak, yapılan ödemelerin suça konu çek hakkında olup olmadığı, suç tarihinden önce sanık ... tarafından sanık ..."a ait çeklerin keşide edilerek katılan şirkete verilip verilmediği ve bu çeklere ilişkin sanıklar tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması, şirketlerin arasında daha öncesine dayanan ticari ilişki ve açık hesap bulunup bulunmadığı, buna ilişkin ticari belgelerinin olup olmadığı (fatura, ticari defter, belge, muhasebe kayıtları gibi) ile varsa buna ilişkin belgelerin getirtilip incelendikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Sanık ..."in suça konu çeke ilişkin borcun bir kısmının ödendiğine ilişkin iddiaları karşısında, hükümden önce zararın kısmen veya bütünü ile giderilip giderilmediği araştırılarak, kısmi ödeme halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına katılan şirket yetkilisinin rıza gösterip göstermediğinin de sorulup neticesine göre sanık hakkında TCK"nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.