Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9212 Esas 2022/6828 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9212
Karar No: 2022/6828
Karar Tarihi: 08.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9212 Esas 2022/6828 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Hazine tarafından açılan bir tapu iptali ve tescil davasında, 2174 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı olan 1389,55 m²'lik alanın orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tescili kararlaştırılmıştır. Ancak, davayı takip eden süreçte 6831 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle 6292 sayılı Kanun'un ilgili maddelerine göre dava açılıp açılmayacağı veya açılmışsa vazgeçilip vazgeçilmeyeceği konusunda Hazine'ye herhangi bir takdir hakkı tanınmamış, bu tür bir davanın açılamayacağı veya açılmış ise vazgeçileceği yönünde emredici hüküm ihdas edilmiştir. Bu nedenle mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun'un ilgili maddesi gereğince \"davacı Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına\" karar verilmesi gerekir.
Kanun Maddeleri:
- 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi,
- 6292 sayılı Kanun'un 9. maddesi
8. Hukuk Dairesi         2021/9212 E.  ,  2022/6828 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R
    Davacı Hazine vekili, dava konusu 2174 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının 2/B ile orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığını belirterek, 2/B alanında kalan kısmın tapusunun iptali ile müvekkili Hazine adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... İlçesi ... Köyü Karamersin Mevkiinde bulunan 2174 parsel sayılı taşınmazın fen ve orman mühendisi bilirkişisinin 12.04.2010 tarihli ortak raporu ve ekindeki krokide A1 harfi ile gösterilen 1386,80 m2, A2 harfi ile gösterilen 2,75 m2 olmak üzere toplam 1389,55 m2'lik alanın orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğundan bu kısım yönünden davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava, Hazine tarafından taşınmazın bir kısmının 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi kapsamında kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
    Tüm dosya kapsamından; dava konusu 2174 parselin, tapu kaydına dayanılarak 12.10.1976 tarihinde İsmail Ateşçi adına tespit edildiği ve tespitin 19.04.1977 tarihinde itirazsız kesinleştiği, Mahkemece 08.02.2011 tarihinde yukarıda yazılı şekilde karar verildiği ve karar tarihi itibarıyla 6292 sayılı Kanun'un henüz yürürlüğe girmediği anlaşılmıştır.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanun'a göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 2007 yılında yapılan 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun'la değişik 2/B çalışması, yine aynı Kanun uyarınca 2009 yılında yapılan aplikasyon çalışmaları bulunmaktadır.
    Bilindiği üzere tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesinin; "İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya re'sen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;" şeklinde başlayan birinci fıkrasının (a) bendinde; "Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya Kanuni mirasçılarına iade edilir", aynı Kanun'un "Davalar" başlıklı 9. maddesinin ikinci fıkrasında; "Bu Kanun'a göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanun'da belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir" aynı maddenin üçüncü fıkrasında; "Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir." hükümleri yer almaktadır.
    6292 sayılı Kanun'un 7/1-a maddesinde yer alan bu düzenlemenin re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Zira, sözü edilen maddede, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan ve 6831 sayılı Kanun'un 2/A veya 2/B madde kapsamında kalan taşınmazlar yönünden, “…bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” şeklinde âmir hüküm getirilmiştir. Yani söz konusu düzenleme ile tapuda gerçek kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlara yönelik 2/A veya 2/B madde iddiasıyla dava açılıp açılmaması veya bu iddiayla açılmış davalardan vazgeçilip vazgeçilmeyeceği konusunda Hazineye herhangi bir takdir hakkı tanınmamış, bu tür bir davanın açılamayacağı veya açılmış ise vazgeçileceği yönünde emredici hüküm ihdas edilmiştir.
    6292 sayılı Kanun'un 7/1-a maddesinde düzenlenen bu vazgeçme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. ve devamı maddelerinde düzenlenen; “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” olarak tanımlanan "davadan feragat" niteliğindeki vazgeçmeyle karıştırılmamalıdır. Burada Kanun'dan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı, kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme söz konusudur.
    Ayrıca, 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılacak davada yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması ve taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekmektedir.
    O halde, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun'un yukarıda anılan ve somut davada uygulanması gereken emredici hükmü gereğince "davacı Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına" karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 08.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. 08.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş