

Esas No: 2013/2300
Karar No: 2013/18195
Karar Tarihi: 17.12.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/2300 Esas 2013/18195 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı Hazinenin, davalı tarafından taşınmazı müdahale edildiği gerekçesiyle açtığı el atmanın önlenmesi ve yıkım davasında, dava kabul edilmiştir. Ancak davalının yapının sahibi olmadığı ve mirasçılarının tespit edilmeden hüküm kurulduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz itirazı kabul edilmiş ve hüküm bozulmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 701-703. maddeleri ile elbirliği halinde mülkiyetin ortaklık bağı gerektirdiği belirtilmiştir. Ortkalıkların, tüm maliklere ait payların ayrılmadığı ve ortaklık tasfiye edilinceye kadar herhangi bir pay sahibi olmadığına vurgu yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.12.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen vekili Avukat ... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacı Hazinenin, davaya konu ( 2590 parsel sayılı) taşınmaza davalı ..."ün ev ve bahçe yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, davalı ..."ün taşınmazdaki binanın miras bırakan eşi ... tarafından yapılmış olduğunu belirterek davanın reddini savunduğu; gerçektende, davacı ... tarafından, açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 29.03.1982 tarihli, 1981/217 esas 1982/40 karar sayılı kararıyla 1 parsel sayılı taşınmazın 6433 m2"lik kısmının hisseli olarak davalının eşi ... ve başka kişiler adına tapuya tesciline, 2727 m2"lik kısmın ise tespit dışı bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği; sonradan, tespit dışı bırakılan kısmın idari yoldan 2590 sayılı parsel kapsamında davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Savunmanın açıklanan niteliği ve somut olayın özelliği itibariyle, yıkımı istenen yapının davalının murisi ..."a ait olduğu, davanın, ..."un terekesin karşı açıldığı, tereke elbirliği ile mülkiyet hükümlerine tâbi olup, olayda iştirakin sağlanması gerekeceği açıktır.
Bilindiği üzere elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
Türk Medeni Kanununun (TMK) 701.-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak
sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK"nin 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
Somut olayda, yıkımı istenen yapının sahibi olan davalının eşi ... ...." ın, tüm mirasçıları tespit edilerek, dava dışı mirasçıları varsa davaya dahil edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca, davalının miras bırakanı ... ...."ın, mirasçılarının tespit edilerek, dava dışı mirasçıları varsa davaya dahil edilmesi, ondan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilin temyiz itirazının kabulüyle hükmün, açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kurumsal
