Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/15284 Esas 2013/18212 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15284
Karar No: 2013/18212
Karar Tarihi: 18.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/15284 Esas 2013/18212 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve pay oranında tescil isteği üzerine açılmıştır. Mahkeme, temlikin muvazaalı olarak yapıldığını sabit görerek davanın kabulüne karar vermiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından incelenmiştir. Dosya içeriği ve toplanan deliller incelendikten sonra, davacı annesinin ölümüyle elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olduğu anlaşılmış ve dava mirasçıların tamamı tarafından takip edilmediğinden davanın TMK'nin 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu sebeple, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davalının temyiz itirazı kabul edilerek hüküm bozulmuştur.
Detaylı anlatım:
Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. TMK'nın 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır.
4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun 701. maddesi \"Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.\" biçiminde açıklanmıştır.
TMK'nın 702/2 maddesi, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu olduğunu belirtmektedir.
Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Zorunlu dava arkadaşlığının sözkonusu olduğu hallerde, \"zorunlu dava arkadaşları hakkında birbirinden farklı karar verilemez\" ilkesi uyarınca mahkeme hepsi hakkında aynı ve bir karar vermelidir.
1. Hukuk Dairesi         2013/15284 E.  ,  2013/18212 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile pay oranında tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; muris ....’nun 05.03.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı ... ile, dava dışı ....’yu bıraktığı, dava konusu 157 Ada 208 Parsel ile 108 Ada 130 Parsel sayılı taşınmazların 15.12.2008 tarihli resmi akit ile satış suretiyle muris .... tarafından davalı ...’e temlik edildiği, yargılama sırasında davacı ..."in 20.02.2012 tarihinde öldüğü, geriye......ı mirasçı olarak bıraktığı, davacı mirasçılarından ... dışındakilerin aynı vekile vekaletname vermek suretiyle yargılamaya katılarak davacı sıfatıyla davada yer aldıkları anlaşılmıştır.
    Davacı mirasçılardan ... 03.04.2012 tarihli oturumda alınan beyanında; davacı annesi tarafından açılan davayı takip etmek istemediğini bildirmiştir. Davacı ..."in ölümü ile terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir.
    Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK"nin 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    TMK"nin 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.10.1982 tarih 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Zorunlu dava arkadaşlığının sözkonusu olduğu hallerde, "zorunlu dava arkadaşları hakkında birbirinden farklı karar verilemez" ilkesi uyarınca mahkeme hepsi hakkında aynı ve bir karar vermelidir. Bunun sonucu olarak da, dava konusu hukuki ilişki (hak veya borç) üzerinde dava arkadaşlarının birbirlerinden farklı biçimde hareket etmelerine imkan olmadığı gibi, mahkeme de dava arkadaşlarından biri veya bazısı hakkında diğerlerinden farklı bir karar veremez (Kuru, Baki- Arslan, Ramazan-Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, ... 1995, 7.Baskı, s.459)
    Hal böyle olunca, davacı ..."in yargılama sırasında 20.02.2012 tarihinde ölmüş olması nedeniyle....’nın mirasçıları arasında elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava mirasçıların tamamı tarafından takip edilmediğinden, miras ortaklığına TMK"nin 640. m. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. m. yollamasıyla 1086 s. HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş