15. Ceza Dairesi 2013/29633 E. , 2016/4536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
.
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
.... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited şirketi sahibi olan sanığın, ... yetkili bayii olmamasına rağmen, katılan şirket yetkililerine kendisini söz konusu yerin yetkili bayii olarak tanıtıp, kanal radyatör, kombi kapalı genleşme tankı ve doğalgaz sayaçlarının yapılması konusunda anlaşma imzalayıp, çek almasına karşılık 3 adet kombi ve 9 adet doğalgaz sayacı ile bir adet kapalı genleşme tankını teslim etmediği gibi işi de tamamlamadığının iddia edildiği olayda;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Bu hukuksal olgular ışığında somut olayın değerlendirilmesi gerekirse, sanık ile katılan arasında kombi ve kapalı genişleme tankı yapımı hususunda imzalanan anlaşma doğrultusunda, katılan tarafından sanığa çek verilmesi, sanığın da malzemeleri teslim etme taahhüdüne karşılık ekonomik kriz nedeniyle teslimat yapamadığını, fakat daha sonra katılan tarafın zararının giderildiğini belirterek Isısan şirketi tarafından düzenlenmiş 2008 yılı Ağustos ayına ilişkin sevk
irsaliyelerini ibraz etmesi ile sanığa ait şirketin amaç ve konusunun katılana yapılan hizmeti kapsaması nedeniyle bu konuda bir hilesinin bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, sözleşme gereği üstlendiği edimi yerine getirememesi şeklindeki eyleminin, taraflar arasında hukuki ihtilaf mahiyetinde olması nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı dikkate alınarak, sanığın, 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a,c maddeleri gereğince beraatına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09.05.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
Karşı Oy:
Sanık ... hakkındaki dolandırıcılık suçundan kovuşturmanın yeterli ve temyiz denetimine elverişli şekilde yapılmış bulunması, gerekçede mahkûmiyetin dayanaklarının açıklanmış bulunması, sanığın üzerine atılı suçun dosya kapsamına göre sübuta ermiş olması gözetildiğinde (TCK.53 uygulamasının düzeltilmesi dışında) usul ve yasaya uygun bulunan mahkûmiyet hükmünün onanması gerektiği düşüncesiyle Sayın Çoğunluğa katılamıyorum.