Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/29599 Esas 2016/4537 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/29599
Karar No: 2016/4537
Karar Tarihi: 09.05.2016

Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/29599 Esas 2016/4537 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2013/29599 E.  ,  2016/4537 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
    HÜKÜM : 1- Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 62, 53 ve 51. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
    2- Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-d, 62, 52/3-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanığın, katılan ... tarafından kendisine kira teminatı olarak verilen ... şubesine ait 31.08.2008 keşide tarihli, 10.000,00 TL bedelli, keşidecisi ... olan ve ... namına düzenlenmiş çekin arkasında bulunan “ciro edilemez, devredilemez” ibaresinin kendi bilgisi dâhilinde babası tarafından daksillenmesi üzerine ciro etmesinden sonra babası ... tarafından ticari alışveriş nedeniyle ...’a, onun tarafından da ...’na verildiğinin iddia edildiği olayda;
    Sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, suça konu çekin kira sözleşmesi karşılığında verildiğini, ancak teminat olarak verileceğini kararlaştırmadıklarını, katılanın tek taraflı iradeyle söz konusu şerhi yazdığını belirterek suçlamaları kabul etmemesi, işleri vekâleten yürüten tanık ... ’ın da avukatına danıştığında söz konusu ibarenin herhangi bir hüküm ifade etmediğini, çekin nakit amacıyla verildiğini, bu nedenle ciro edilebileceğini söylemesi üzerine bu şekilde işlem yaptığını ifade etmesi yanı sıra katılan tarafından çekin üzerinde “Ciro edilemez, devredilemez" şerhi bulunduğundan teminat çeki olduğu iddia edilmiş ise de, söz konusu ibarenin bulunması çekin tek başına kayıtsız şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini, dolayısıyla kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırmayacağından lehtarın borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü yol ile takip yapılmasını da engellememesi ile kira sözleşmesinde teminat olarak verildiğine ilişkin hüküm ve açıklamaya yer verilmediğinden, aksinin yazılı delille ispatlanması gerekirken ispatlanamaması ve sanığın, kendisinden sonra gelen cirantalara önceden doğan borca karşılık verip, borcunu inkar etmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, katılan tarafından konulan kaydın varlığı ile geçerli olup olmamasının
    hukuki ihtilaf niteliğinde kalması; öte yandan, sanığın, katılan tarafından verilen “ciro edilemez, devredilemez” ibaresinin, sözleşmede yer almamasına rağmen katılan tarafından haksız yere konulduğunu düşünerek mağdura zarar verme kastıyla hareket etmeden kendisinin kullanımında olan çeki, bankadan veya icra yoluyla tahsil etme imkanı varken, kendisinden sonra gelen cirantaya devretmesi nedeniyle sahtecilik suçunun da oluşmadığı anlaşılmakla, atılı suçlardan beraatı yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    1-Sanığın, bankanın maddi varlığı olan çeki kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin kabul edilmesine karşın, TCK’nın 158/1. maddesinin “f” bendinden cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, aynı kanun maddesinin “d” bendi uyarınca cezalandırılması,
    2-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, sahte olduğu iddia edilen çek aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri tutanağa geçirilerek, iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp tartışılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3-Sahtecilik suçundan verilen uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanmasına ilişkin hak yoksunluğunun uygulanmayacağının gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09.05.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    Karşı Oy:
    Suçların sübutuna ilişkin olarak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemenin mahkumiyet hükümlerinin yerinde olduğu düşüncesiyle bu yöne ilişkin Sayın çoğunluğa katılamıyorum.








    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş