

Esas No: 2012/1539
Karar No: 2012/1753
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/1539 Esas 2012/1753 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, mirasçı olduğu taşınmazın davalı tarafından cebri icra yoluyla tescil edildiğini iddia ederek, borçlu olmadığının tespiti ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulundu. Mahkeme, davacının miras hakkının bulunduğunu ve davanın kabulüne karar verdi. Ancak, davacı hakkında açılan verasetin iptali davası sonucu eldeki dava bakımından bekletici mesele yapıldı ve karar bozuldu. Kanun maddeleri: 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2010
NUMARASI : 2009/40-2010/284
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu ... ada .. parsel sayılı taşınmazdaki 3/4 miras payının hiçbir borcu bulunmadığı halde, davalı tarafından yapılan icra takibi sonucunda cebri icra yoluyla davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.11.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S.. Y..temyiz edilen vekili Avukat D.. U.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil ve menfi tespit isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmazın intikalen 3/4 payı davacı, 1/4 payı dava dışı N... adına kayıtlı iken cebri icra nedeniyle davalı adına tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmaz miras bırakan annesi Z.. B.. adına kayıtlı iken, mirasçıları olarak kendisi ile birlikte miras bırakanın 2. eşi olan dava dışı N.."e intikal ettiğini, davalı S. ile N..."in birlikte hareket ederek ortada kendisinden kaynaklanan hiçbir alacak ve borç ilişkisi bulunmadığı halde, N.."in adına asaleten, kendisine vekaleten çekişmeli taşınmazın davalıya haricen satıldığına ve satış bedeli olarak 60.000.00.-TL aldığına ilişkin 1.9.2007 tarihli belgeyi düzenleyip davalıya verdiğini, davalının da bu belgeye dayalı olarak icra takibi başlattığını, icra takibinde tüm tebligatların kendisi adına taşınmazın bulunduğu adreste oturan N.."e yapıldığını, kendisinin 30 yıldır taşınmazın bulunduğu adreste yaşamadığını, Ödemiş"te ikamet ettiğini, icra takibinde adına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, davalıya borçlu olmadığı halde bu şekilde yapılan icra takibi sonucunda çekişmeli taşınmazdaki 3/4 miras payının davalı adına cebri icra yoluyla yolsuz olarak tescil edildiğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Dosyada, mevcut Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/227 esas, 1999/205 karar sayılı veraset ilamına göre, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının, miras bırakan Z.. B.. mirasçısı olup, bu durumda, yolsuz tescil iddiası ile açılan davada davacının mirasçılıktan kaynaklanan mülkiyet hakkının tanınması sonucunu doğuracak şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ancak, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, hüküm tarihinden sonra dava dışı N.. tarafından davacı aleyhine, davacının miras bırakan Z.. B.."un mirasçısı olmadığı iddiasıyla hasımlı olarak yukarıda sözü edilen verasetin iptali isteği ile açtığı davanın halen derdest olduğu ve Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/661 esasında kayıtlı bulnduğu görülmektedir.
O halde, açılan verasetin iptali davası sonucunun eldeki davada davacının miras hakkına dayalı mülkiyet hakkının bulunup bulunmadığı yönünden belirleyici olacağından, verasetin iptali davası sonucu verilecek kararın eldeki davanın sonucunun etkileyeceği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/661 esasında kayıtlı verasetin iptali davasının sonucunun eldeki dava bakımından bekletici mesele yapılması, o davanın sonucuna göre, bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
Davalı vekilinin, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 22.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hizmetlerimiz
Kurumsal
