Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/13868 Esas 2012/15525 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13868
Karar No: 2012/15525

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/13868 Esas 2012/15525 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülen bir davada, çekişmeli taşınmazın Hazine adına tescili ve mümkün olmadığı takdirde tazminat istemiyle açılan dava reddedilmiştir. Ancak, sicil kaydının iptal edilen imar düzenlemesi nedeniyle dayanaksız hale geldiği ve eski hale ihya isteğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi referans verilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2012/13868 E.  ,  2012/15525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/11/2010
    NUMARASI : 2008/311-2010/718

    Yanlar arasında görülen kadastral  parselin   ihyası  ile  tescil,mümkün  olmaz  ise  bedel davası sonunda, yerel mahkemece  Seyhan  Belediyesi yönünden  karar  verilmesine  yer  olmadığına,  diğer  davalılar  yönünden  açılan  davanın  reddine  ilişkin olarak verilen karar davacı  vekili  tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi  .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili,  mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden davaya konu taşınmazın park - orman alanında kaldığı ve eski hale ihyasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinde tescil harici taşlık alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, daha sonra aynı bölgede  Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından  imar düzenlemesi yapıldığı, her iki imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan  Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.
    Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise tazminat istekli eldeki davayı açmıştır.
    Dava konusu yerin, yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediye sınırları içerisine dahil edildiği ve bu nedenle davalı Seyhan Belediyesi"nin taraf sıfatının kalmadığı gözetilerek Seyhan Belediyesi yönünden  yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.                                                                     Ancak, sicil kaydının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kaydın dayanıksız hale geldiği ve sicilin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmiş olup, tescil harici taşlık alandan ihdasen Hazine adına oluşan dava konusu parsel kapsamında kalan yer yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Hemen belirtmek gerekir ki;  iptal edilen imar düzenlemesi gereği çekişme konusu ihdas parselinin geometrik olarak bulunduğu yerin  park, yol ve orman gibi benzeri alanlara terkedilmiş olması da sonuca etkili değildir.
    Hal böyle olunca; imar işlemlerinin idari yargı yerinde görülüp kesinleşen davalar ile iptal edildiği ve sicilin dayanağı kalmadığı gözetilerek eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
     Kabule göre de; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan  hüküm altına alınması gerekli avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olması da isabetsizdir. 
    Davacı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  20.12.2013 tarihinde  oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş