Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/1313 Esas 2016/5461 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1313
Karar No: 2016/5461
Karar Tarihi: 30.05.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/1313 Esas 2016/5461 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükümleri temyiz edildi. Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadı. Bu nedenle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin onanması gerektiği kararına varıldı. Ancak diğer sanıkların temyiz itirazlarına uyulması gerektiği belirtildi. 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesine aykırı davranıldığından, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bozulmasına karar verildi. Kanun maddesi gereği, sanıkların savunma hakkını kullanmaları gerekmektedir. Bu kural yerine getirilmediği için hükümler bozuldu. Kanun maddesi: 1412 sayılı CMUK'un 326. maddesinin 2. fıkrası.
15. Ceza Dairesi         2016/1313 E.  ,  2016/5461 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
.

Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın daha önce tanıdığı seksen yaşında olan ve vesayet altında bulunan katılanın yanına gelerek, kendisine olan borcunu ödemek istediğini söylediği, bankadan para çekmek üzere .... ilçesinden ... ilçesine geldikleri, sanık ..."ın yanında oğlu sanık ..."ın da bulunduğu, katılanın da borcun ödeneceğini düşünerek sanıklarla birlikte bankaya gitmeye karar verdiği, giderken, sanık ..."ın, eşinin annesiyle evli olan sanık ...i arayarak, kendilerine kredi konusunda yardımcı olmasını istediği, hep birlikte bir yerde oturdukları, daha sonra bankaya gittikleri, sanık ..."ın, katılana, bankadaki parasına bloke konulduğunu, bu nedenle para çekemediğini, borcunu ödemesi için kendi yerine kredi çekmesini katılandan istediği, katılan da borcunun ödeneceğini düşünerek bunu kabul ettiği, sanık ..."ın ayrıca, banka görevlilerine katılanın oğlu olduğunu söylediği, hayırlı bir iş olduğu için .... ilçesinde kredi çekildiğini belirttikleri, sanık ... ile katılanın kredi işlemlerini birlikte takip ettikleri, diğer sanıkların bankanın içinde bekledikleri, 6.000 TL kredi çekildikten sonra katılanın parayı alıp dışarı çıktığı, paranın sonradan kendisine verileceği söylenerek katılanın elinden alındığı, katılan ve sanıkların, vesayet durumunu bankaya söylemedikleri, alınan doktor raporuna göre, katılanın, algılama düzeyinin gelişmediğinin belirlendiği, böylece sanıklar ..... eylem ve fikir birliği içinde hareket ederek, diğer sanık ..."nın da, bu kişilere yardım etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun sabit olmadığı gerekçesine dayanan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.1997 tarih ve 11/66-74 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere; halen 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326. maddesinin 2. fıkrasında “…ancak, sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir” hükmü yer almaktadır. Savunma hakkıyla bağlantılı olan ve yukarıda açıklanan buyurucu nitelikteki bu usul kuralı gereği yerine getirilmeden ve aleyhe bozmadan sonra sanıklardan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan uyma kararı verilip hüküm kurulması suretiyle CMUK"nın 326. maddesinin 2. fıkrasına aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Hemen Ara

Whatsapp ile görüş