15. Ceza Dairesi 2016/1097 E. , 2016/5476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 52/2, 51, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, daha önce tapu müdürlüğünde müdür olarak görev yaptıktan sonra emekli olduğu, katılanın da serbest Avukat olarak çalıştığı, tarafların daha önce tanıştıkları, tesadüfen sanığı gören katılanın, tapu dairelerinde işlerin hızlı gidip gitmediğini sorduğu, sanığın da, iyi gittiğini, ama kendisinin yardımcı olabileceğini, bu iş karşılığında para bile almayacağını söyleyerek katılana yardımcı olmak istediğini söylediği, katılanın da tapu işlemlerinde yardımcı olabilir düşüncesiyle bu teklifi kabul ettiği, sanığın emlak komisyonculuğu işi yaptığı, bu çerçevede, katılandan tapu işlemleri yapılacak belgeleri, tarafların resim, nüfus cüzdanı fotokopilerini aldığı, bu konuşmalardan sonra sanığın 550.00 TL masraf adı altında para istediği, katılanın bu parayı müvekkillerinden alarak sanığa verdiği, iki gün sonra işlerin uzadığını, murisin baba adının bazı belgelerde yanlış yazıldığını, 1.000 TL daha masraf gerektiğini belirterek bu parayı da katılandan aldığı, tapu masrafı ve vergiler için 5.000 TL daha istediği, katılanın, sanığa güven duyması nedeniyle, işlerin bitmesi için 4.000 TL daha para verdiği, sanığın bir süre ortadan kaybolduğu, verdiği bu paralar karşılığında katılanın, sanıktan, parayı verdiğine dair yazılı belge aldığı, sanık tekrar tapu harcı için diyerek 500 TL daha para istediyse de, katılanın verdiği bu paraların harcandığı yerlerle ilgili makbuzlar gelmeden para vermeyeceğini belirttiği, sanığın 3 adet makbuzu getirip katılana verdiği, makbuzlardan ikisinin Ziraat Bankasına yatırılan 2.149 TL bedelli dekont niteliğinde, numaralarının 355 ve 356 olduğu, bir makbuzun da döner sermaye payı niteliğinde olduğu, katılanın makbuzları bankaya sorduğunda, 356 numaralı makbuzun sahte olduğunu, bu numaralı gerçek makbuzun başka kişi adına yapılan bir işlemle ilgili olduğunu öğrendiği, böylece sanığın, yapmadığı harcamayı katılanın avans olarak verdiği paradan harcayarak toplam 3.127 TL"yi uhdesinde tutarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, basit dolandırıcılık suçunun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1 maddesi maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından “”TCK 53.madde gereğince sanık hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedilmesine” ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.