

Esas No: 2014/4581
Karar No: 2016/5859
Karar Tarihi: 06.06.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4581 Esas 2016/5859 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.. Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140-2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle koşullarının oluşması halinde bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık ..."in, aracı çalınan katılan ..."ı telefonla arayarak, aracının tanıdığı birinde olduğunu, kendisine teslim edebileceğini, ancak 5.000,00 TL para istediklerini söylemesi üzerine katılanın, ... ile birlikte buluştukları sanığa 2.000,00 TL’yi vererek teslim sırasında kalan parayı vereceğini söylediği, sanığın aracı elinde bulunduranlar ile görüşüp geleceğini belirterek yanlarından ayrıldığı, ancak geri gelmediği gibi katılanlar aradığında da bugün yarın diyerek onları oyaladığı, 10-15 gün sonra yeniden buluştuklarında aracı teslim almaya gideceklerini söyleyerek katılanları....ilçesi ...mahallesine götürdüğü ve onlara aracı elinde bulunduran kişilerin kendilerini istemediğini, görüşmeye yalnız gideceğini, kalan parayı parayı aracı elinde bulunduranlara vereceğini, araç teslim edilmeden onlara parayı vermeyeceğini, paranın kendisinde güvende olacağını söyleyerek 3.000,00 TL’yi alıp gittiği, döndükten sonra aracı vermediklerini söyleyip yanlarından ayrılarak, aldığı paraları iade etmediği anlaşıldığından, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemeni kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
2-5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklard5an, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkında uygulanan adli para cezasına ilişkin sırasıyla “250 gün”, “208 gün” ve “4.160,00 TL" adli para cezası terimlerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla "5 gün", “4 gün” ve “80,00 TL" ibarelerinin eklenmesi ile 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
