

Esas No: 2014/3599
Karar No: 2016/6230
Karar Tarihi: 14.06.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/3599 Esas 2016/6230 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK 157/1, 62, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Müştekiye ait hurda dükkanına gelen sanığın, müştekiye elinde bir miktar hurda olduğunu değerinin 350,00 TL olduğunu söylediği, müştekinin ise üzerinde o kadar para olmadığını 50 TL parası olduğunu söylemesi üzerine sanık şimdilik bu parayı alabileceği kalanını sonra alacağını beyan edip taksiyle sanığın evine doğru yola çıktıkları, sanığın yol üzerinde hastanede işinin olduğunu bahane ederek taksiden ayrıldığı ve bir daha dönmeyerek dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği ve karar tarihinden önce dosyaya gelen kayda göre işlemiş olduğu dolandırıcılık suçlarıda nazara alınarak hakkında verilen hapis cezasının, yargılama aşamasında pişmanlık göstermemesi göz önüne alınarak verilen hapis cezasının ertelenmesi halinde ilerde bir daha suç işlemekten çekineceğine dair mahkemeye olumlu kanaat gelmediği yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle hapis cezasını ertelemeye yer olmadığına karar verilerek kurulan mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin bu husustaki bozma istemine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üstsoyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, "53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
