

Esas No: 2022/1698
Karar No: 2022/1961
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/1698 Esas 2022/1961 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/1698 E. , 2022/1961 K.Özet:
Suça sürüklenen bir çocuk, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet ve kasten yaralama suçlarından mahkûm edilmiştir. Ancak, suçlamanın tamamı doğru değildir çünkü suça sürüklenen çocuk, yalnızca kasten basit yaralama suçundan mahkum olmuştur. Suça konu bıçak, \"sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıma\" suçunun unsurlarının oluşmadığı için cezalandırılamaz. Ayrıca, suça sürüklenen çocuk ile mağdur arasında uzlaşma işlemleri yapılmadığı için, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilerek uzlaştırma girişimi yapılmalıdır. Kanun maddeleri ise şöyledir:
- 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'un 15/4 maddesi: \"Taşınması ve bulundurulması yasak olmayan bıçak ve diğer aletlerin bir suçta kullanılmaksızın sırf saldırı amacıyla taşınması\" halinde suç oluşur.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2 maddesi: Basit yaralama suçunu düzenler.
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253 ve 254. maddeleri: Sanık ile mağdur arasında uzlaştırma işlemlerinin yapılmasını ve uzlaşma girişiminin başarısızlıkla
"İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet ve kasten yaralama suçlarından suça sürüklenen çocuk ...'nın, 6136 sayılı Kanun'un 15/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-e, 31/3, 62 (iki kez) ve 52. maddeleri gereğince 320,00 Türk lirası ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Çocuk Mahkemesinin 05.06.2017 tarihli ve 2014/452 Esas, 2017/189 Karar sayılı kararının 30.06.2017 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 07.11.2017 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun bildirilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve suça sürüklenen çocuğun 6136 sayılı Kanun'un 15/4, 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 86/3-e, 31/3, 62 (iki kez) ve 52. maddeleri gereğince 320,00 Türk lirası ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin ... Çocuk Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/190 Esas, 2020/13 Karar sayılı kararlarına karşı Adalet Bakanlığının 31.08.2020 tarihli ve 2020/6264 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2020 tarihli ve 2020/78084 sayılı tebliğnamesi ile gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15.02.2022 tarihli ve 2020/8463 Esas, 2022/2772 Karar sayılı görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1) Suça sürüklenen çocuğun eylemde kullanmış olduğu bıçağın ele geçirilmediği ve bu nedenle 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 15/1. maddesi kapsamında olup olmadığı hususunda inceleme yapılamadığı, anılan Kanun'un 15/4. maddesinde tanımlanan suçun tehlike suçu olması ve "taşınması ve bulundurulması yasak olmayan bıçak ve diğer aletlerin bir suçta kullanılmaksızın sırf saldırı amacıyla taşınması halinde oluşacağının" belirtilmesi karşısında, suça konu bıçağın kasten yaralama suçunda kullanıldığı ve hükümlünün yaralama suçundan da mahkum olduğu anlaşıldığından "sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıma" suçunun unsurunun oluşmadığı, bu nedenle ayrıca 6136 sayılı Kanun'un 15/4. maddesi uyarınca cezalandırılamayacağının gözetilmemesinde,
Kabule göre,
2) Somut olayda, yukarıdaki maddede açıklanan nedenlerle 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, bu durumda sanığın üzerine yaralama suçunun şikayete tabi olup uzlaştırma kapsamında bulunduğu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında ise suça sürüklenen çocuk ve müştekiye uzlaşma teklifinde bulunulmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254. maddeleri uyarınca öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
İncelenen dosyada; suça sürüklenen çocuğun hükmün açıklanması suretiyle 6136 sayılı Kanun'un 15/4, 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e, 31/3, 62 ve 52. maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verilmiştir.
6136 sayılı Kanun’un 15/4. maddesinde tanımlanan suç tehlike suçudur. Bu suç, “taşınması ve bulundurulması yasak olmayan bıçak ve diğer aletlerin bir suçta kullanılmaksızın sırf saldırı amacıyla taşınması” halinde oluşur.
Somut olayda, 6136 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında yasak niteliği haiz bıçaklardan olmayan suça konu bıçağı kasten basit yaralama suçunda kullanıldığı ve suça sürüklenen çocuğun kasten basit yaralama suçundan da mahkum olduğu anlaşıldığından "sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıma" suçunun unsurunun oluşmadığı bu nedenle ayrıca 6136 sayılı Kanun’un 15/4. maddesi uyarınca cezalandırılamayacağı gözetilmeden bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bununla birlikte, suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı TCK’nin 86/2, 3-e maddesinde düzenlenen basit yaralama suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk ile mağdur arasında 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekir.
Bu nedenlerle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden; ... Çocuk Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/190 Esas, 2020/13 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
