

Esas No: 2014/11020
Karar No: 2014/14895
Karar Tarihi: 17.11.2014
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/11020 Esas 2014/14895 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde; davalıyla 1959"dan beri evli olduklarını, eşinin şiddet uygulaması nedeniyle beş yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının son iki yıldır başka bir kadınla yaşadığını, çocuklarının yardımıyla hayatını idame ettirdiğini, 400,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, aylık 200,00 TL tedbir nafakasının, dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava tedbir nafakası istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, aylık 200,00 TL tedbir nafakasının, dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Ancak, yoksulluk nafakası, boşanma sonucu yoksulluğa düşecek ağır kusurlu olmayan eşin, diğer eşten sürekli olarak isteyebileceği nafakadır. Nitekim, Türk Medeni Kanununun 175. maddesinde bu husus, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz." şeklinde ifade edilmiştir. Somut olayda ise, taraflar evli olup, davacı eş ayrı yaşamda haklılık nedeniyle, nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle talep edilen nafaka, tedbir nafakası niteliğindedir. (TMK m. 197) Buna göre, mahkemece hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda, mahkemece; bağımsız açılan nafaka davasında, "kararın kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası olarak devamına" şeklinde hüküm tesisi ve "tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile" ibaresinin eklenmemesi doğru görülmemiş, ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve hakimin takdir yetkisi kapsamında kalmadığından hükmün HUMK 438/VII, C.2 hükmü ile 6100 sayılı Yasanın 370/2, ek 3/1 maddesi gereği düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bu itibarla, mahkeme kararının hüküm kısmının 1. fıkrasında yer alan "aylık 200,00 TL tedbir nafakasının, dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası olarak devamına" ibaresinin çıkarılarak yerine, "aylık 200,00 TL tedbir nafakasının, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 2,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
