

Esas No: 2010/2647
Karar No: 2010/3571
Karar Tarihi: 01.04.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/2647 Esas 2010/3571 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.09.1998 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen red, kısmen açılmamış sayılmasına dair verilen 05.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve bir kısım davalılar vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mera iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalılardan ... Belediyesi, davaların tefrik edilerek görülmesi gerektiğini belirtmiş, cevap veren davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiş, bir kısım davalılar hakkında açılan davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalı gerçek kişiler vekili ve davacı Hazine temyiz etmiştir.
Dava, 33 adet parsele ilişkin tapu kaydının iptal ve tescili için tek bir dava şeklinde açılmıştır. İncelenen kadastro tutanaklarından dava konusu bir parsele ilişkin yapılan tespitin ayrı ayrı nedenlere dayandırıldığı görülmektedir. Kısaca davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Maddi Hukuk tarafından bir hakkın birden fazla kimselerce kullanılması veya muhtelif kimselere karşı kullanılması şart olan durumlarda bu hak dava konusu yapıldığı takdirde o kişiler arasından zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu kabul edilir. Bu gibi durumlarda o hakkı dava edeceklerse ya hepsinin birlikte davacı olması veya kendilerine karşı o haktan dolayı bir dava açılacaksa davanın hepsine karşı açılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta ise; davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Nitekim, davalılardan Belediye var olan ihtiyari dava arkadaşlığı sebebiyle davaların tefrik edilmesi gerektiğini savunma olarak bildirmiştir. Esasen, gerekmediği halde davada birden çok hasım gösterilerek dava açıldığından yargılama sağlıklı bir biçimde yürütülmüş de değildir. HUMK"nun 46. maddesi uyarınca mahkemenin yargılamayı iyi bir şekilde yürütmesi görevi olduğundan sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davalılar aleyhinde açılan davanın tefriki gerekmektedir.
Mahkemece bütün bu yönler üzerinde durulmamıştır. Sağlıklı bir yargılama yapılmamış olduğundan davaların tefrik edilerek her bir davalı aleyhindeki davanın ayrı ayrı görülmesi gerektiğinden karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 01.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
