

Esas No: 2017/14793
Karar No: 2019/9102
Karar Tarihi: 30.09.2019
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/14793 Esas 2019/9102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat
Sanık ... hakkında TCK’nın 155/2, 35, 62, 50/1-a, 52, 53/1-3, 51/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili ile sanık tarafından, sanık ...’ın beraatine ilişkin hüküm ise katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların, .... mağazasının sanal market bölümünde çalıştıkları, mağaza müdürüne gelen bir telefon ile sanıkların mağazadan faturasız mal çıkardıklarının ihbar edildiği, bunun üzerine mağaza müdürünün sanıkların kullandığı araçta sayım yaptığı ve 317,98 TL değerinde faturasız mal bulunduğu hususunun tespit edildiği, emniyet görevlileri tarafından olaya müdahale edilerek faturasız malzemelerin mağazaya iade edildiği, bu suretle sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 31/03/2009 tarih ve 2008/6-256 Esas ve 2009/79 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” kuralı gereğince, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, somut olayda, sanığın ifadesinde suçlamayı kabul etmediği ve kamera kayıtları ile faturasız malların sanık ... tarafından paketlendiğinin belirlendiği anlaşılmakla, sanığın mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesi ile kurulan beraat hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanığın suçlamayı kabul etmeyen beyanlarının aksine, katılan ve tanık beyanları, tutanaklar ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ile sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) 5237 Sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
b) Sanık hakkında kurulan adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama imkanı olmayan “5237 sayılı TCK’nın 50/1-a” maddesinin yazılması ve aynı hüküm fıkrasında adli para cezası yerine, maddi hata yapılarak “hürriyeti bağlayıcı ceza” ibaresinin yazılması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılıkların yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, “5237 sayılı TCK"nın 53/1-c maddesinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkili haklardan ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin çıkartılması suretiyle, ilgili hüküm fıkrasından “hürriyeti bağlayıcı ceza” ibaresinin çıkartılması ve yerine “adli para cezasının” ibaresinin yazılması ile, ayrıca “5237 sayılı TCK’nın 50/1-a” ibaresinin tamamen çıkartılması sureti ile hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
