

Esas No: 2019/3809
Karar No: 2019/4817
Karar Tarihi: 06.05.2019
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/3809 Esas 2019/4817 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.08.2018 tarih ve 2015/6504-2018/2729-457 sayılı iddianamenin iadesine dair Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.09.2018 tarih ve 2018/164 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.10.2018 tarih ve 2018/246 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08.03.2019 gün ve 94660652-105-19-1632-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.03.2019 gün ve 2019/28331 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre; şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin, “...İddia olunan eylemin suç tarihi itibari ile TCK’nın 157/1. maddesi kapsamında kaldığı, TCK’nın 157/1 maddesinin uzlaşma kapsamında olan suçlardan olduğu, uzlaşma yapılmadan iddianame düzenlendiği...“ gerekçeleriyle iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan kanunun 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu kanunun 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren TCK’nın 158/1-L maddesine ilişkin yargılamayı yapma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 174/2. maddesi gereğince, nitelendirmede hata yapıldığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği hususlarında tereddüt bulunmamakta ise de; iddianamenin sevk maddesi kısmında, suç tarihinden sonra yürürlüğe girdiği anlaşılan ve aleyhe sonuçlar doğurması nedeniyle somut olayda uygulanma imkanı bulunmayan ilgili maddenin gösterilmiş olması suçun sübutu halinde uzlaştırma kapsamında olan TCK’nın 157. maddesinin uygulanması gerektiği gerçeğini değiştirmeyeceği ve iadesine karar verilen iddianamede aynı kanunun 158/1-L maddesinin gösterilmiş olmasının uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına engel olmayacağı, CMK’nın 174/1-c maddesinde de, uzlaştırmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde uzlaşma uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin iade edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, iddianamenin iadesi ile buna ilişkin itirazın reddi kararlarında bir isabetsizlik görülmediğinden, Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.10.2018 tarih ve 2018/246 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 06.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
