Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/5292 Esas 2020/11483 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5292
Karar No: 2020/11483
Karar Tarihi: 16.11.2020

Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/5292 Esas 2020/11483 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2019/5292 E.  ,  2020/11483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı
    HÜKÜM : Sanıklar hakkında CMK"nın 223/2-c, e maddesi gereği ayrı ayrı beraat

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, O yer Cumhuriyet savcısı, katılanlar ..., ..., ..., ... vekilleri ile katılanlar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ..."na yönelik eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan zamanaşımı süresi içinde kamu davası açılması sağlanıp hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
    Sanıklar ... ile ..."un ...Sanayi Ticaret Limited Şirketinin ortakları, sanık ..."un aynı zamanda şirketin yetkilisi olduğu, diğer sanık ..."nın ise 12/11/2006 tarihinden 25/04/2008 tarihine kadar şirketin Denizli Şube Müdürü olarak çalıştığı, sanıkların Denizli"de büro kiralayarak ... Evleri Projesi çerçevesinde çok sayıda konut inşa edeceklerine dair reklamlar yaptıkları, bu kapsamda gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile katılanlara konut satışları yapılıp katılanlardan peşinat ve taksitler halinde tahsilatlar yaptıkları, sözleşmede belirtilen tarihler çoktan geçmesine rağmen belirtilen yerlerde herhangi bir inşaat faaliyetine başlamadıkları, inşaaat yapılacağı söylenen parsellere ilişkin proje, inşaat izni gibi işlemler yapılmadığı, reklamlarda ve sözleşmede belirtilen arsaların başka şahıslar adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, daha sonra şirket bürosunu kapatarak ortadan kayboldukları, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
    1-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık ..."nin şirkette ortaklığı bulunmasına rağmen şirketin yöneticisi/temsilcisi sıfatını taşımadığı, şirketin eşi olan diğer sanık ... tarafından idare edildiği, şirketin kağıt üzerinde görünen ortağı olduğu, katılanları tanımadığı beyanı, sanığın beyanının, katılanların beyanları, tanık anlatımları, dosya içeriği bilgi ve belgelere göre doğrulanması karşısında sanığın dolandırıcılık eylemine katıldığı hususunda savunmasının aksine mahkumiyetine yeter kesin delil bulunmadığı anlaşılmakla, hakkında verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine yeter kesin delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, O yer Cumhuriyet savcısı, katılanlar ..., ..., ..., ... vekilleri ile katılanlar ... ve ..."nin sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine, beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    2-Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanıkların savunmaları, katılanların beyanları, tanık anlatımları, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri, tahsilat makbuzları, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların sözleşmede belirlenen tarihler geçmesine rağmen herhangi bir inşaat faaliyetine başlamadıkları; proje, inşaat izni gibi işlemlerin yapılmadığı, sözleşmede belirtilen arsaların başka şahıslar adına kayıtlı olduğu gibi şirketin borçlarından dolayı yükümlülüklerini yerine getiremeyecek durumda olduğunu bilmelerine rağmen katılanlarla gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalayıp para tahsil ederek sonrasında ortadan kaybolmaları şeklinde sübut bulan eylemlerinin, TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, atılı suçtan mahkumiyetleri yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde sanıkların beraatlerine hükmedilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş olup, O yer Cumhuriyet savcısı, katılanlar ..., ..., ..., ... vekilleri ile katılanlar ... ve ..."nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 16/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş