Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/7311 Esas 2020/11968 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/7311
Karar No: 2020/11968
Karar Tarihi: 14.12.2020

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/7311 Esas 2020/11968 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmiş, ancak İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliği itirazı reddetmiştir. Yapılan kanun yararına bozma talebi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş ve dosya incelendikten sonra şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak, mahkeme dosyayı yeterli şekilde inceleyemediği için karar bozulmuştur. Kararda, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160., 170/2., 172. ve 173/3. maddeleri açıklanmıştır. Kanunun 160. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısı bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrendiğinde hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalıdır. Kanunun 170/2. maddesi gereği toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aksi halde, anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verir. Ancak, anılan Kanun’un 173/3. maddesi koşullarının oluşmadığı durumda itirazın kabul edilebileceğine dair açıklam
15. Ceza Dairesi         2020/7311 E.  ,  2020/11968 K.

    "İçtihat Metni"



    Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/11/2019 tarihli ve 2019/164529 soruşturma, 2019/111097 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/12/2019 tarihli ve 2019/8223 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/06/2020 gün ve 94660652-105-34-2488-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/07/2020 gün ve 2020/55635 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Dosya kapsamına göre, şikâyete konu olay hakkında dava açmaya yeterli somut delil bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin Fatoş Kipman adlı şahsın mirasçısı olduğu, anılan şahıs vefat ettikten sonra 3 adet vasiyetnamesinin ortaya çıktığı, vasiyetnamelere esas teşkil eden sağlık raporlarının sahte olduğu ve anılan şahsın vasiyetnameyi anlayacak akıl sağlığına sahip olmadığından bahisle şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, vasiyetnamelere esas teşkil eden 21/06/2012 tarihli raporun protokol numarası ile 15/07/2014 tarihli raporun protokol numaralarının 13224909 olduğu, iki yıl sonra düzenlenmesine rağmen her iki raporun protokol numaralarının aynı olmasının fiilen mümkün olmadığı bu durumda raporu düzenleyen hastaneye ait protokol defter ve kayıtlarının temin edilerek, raporlarda atılı bulunan imzaların doktorlara ait olup olmadığı husunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve iddialar konusunda şüphelilerin de beyanlarının alınmasını müteakip, sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/12/2019 tarihli ve 2019/8223 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş