Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/7324 Esas 2020/11969 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/7324
Karar No: 2020/11969
Karar Tarihi: 14.12.2020

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/7324 Esas 2020/11969 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından şüpheli Cengiz Mert ve diğerleri hakkında yapılan soruşturma sonucu, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Ancak, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından verilen kanun yararına bozma talebi doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda, şüphelilere yüklenen dolandırıcılık suçundan daha önce yürütülmüş bir soruşturma bulunmaması nedeniyle soruşturma yapılabilineceği belirtilmiştir. Özel belgede sahtecilik suçu yönünden ise daha önce ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olmasına rağmen şüphelilerin imza ve yazı örneklerinin yeni delil niteliğinde olduğu kabul edilerek, sulh ceza hakimliğinden yeni bir karar alınması gerektiği gözetilmeden itirazın reddedilmesinde hata yapıldığı belirtilmiştir. Kararda, atılı nitelikli dolandırıcılık eylemi için yasal unsurun oluşmadığı ve sahtecilik kastıyla hareket etme şüphesi olmadığı ifade edilerek, kanun maddeleri 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 172/2. maddesi ve 309. maddesi olarak belirtilmiştir.
15. Ceza Dairesi         2020/7324 E.  ,  2020/11969 K.

    "İçtihat Metni"



    Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler Cengiz Mert ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/07/2019 tarihli ve 2019/2981 soruşturma, 2019/4582 esas kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Karaman Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/09/2019 tarihli ve 2019/3328 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/06/2020 gün ve 94660652-105-70-20162-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/06/2020 gün ve 2020/53897 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca "Dosya konusu olay hakkında Başsavcılığımızca 2017/10686 soruşturma nolu dosyası nezdinde özel belgede sahtecilik suçundan dolayı tahkikat yapılarak delil yetersizliği sebebiyle 09.11.2018 tarihinde KYOK kararı verildiği, işbu dosyanın mükerrer kayıt teşkil ettiği, bahsedilen olay hakkında soruşturma yürütülerek karar verilmesinden ötürü tekrar soruşturma yürütülemeyeceği" gerekçe gösterilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
    Dosya kapsamına göre, şüphelilere yüklenen dolandırıcılık suçundan daha evvel yürütülmüş bir soruşturma bulunmadığından genel hükümlere göre soruşturma yapılabileceği, özel belgede sahtecilik suçu yönünden ise 2017/10686 soruşturma sayılı dosyada ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması karşısında 527 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 172/2. maddesinde yer alan "Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz." şeklindeki düzenleme karşısında müştekinin şüphelilerin imza ve yazı örneklerinin yeni delil niteliğinde olduğu kabul edilerek bu hususta sulh ceza hakimliğinden bir karar alınması gerektiği gözetilmeden itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Müştekinin ve şüphelilerin kardeş oldukları ve müşteki adına kiralayan sıfatıyla, şüpheli İbrahim adına ise kiracı sıfatıyla sahte olarak düzenlenen kira sözleşmeleri ile miras malı tarlaları şüpheli İbrahime kiralamış gibi sözleşme tanzim edip şüphelilerin ekip biçtikleri bu tarlalar için müştekinin bilgisi dışında doğrudan gelir desteği aldıkları iddia edilen olayda; taşınmazın ortak mülkiyete konu olduğu, dosya kapsamına göre tarlaların ekilip biçilmek suretiyle kullanıldığı, bu kullanıma ilişkin doğrudan gelir desteğinden faydalandığı, şüpheli İbrahim"in fiilen kullanması nedeni ile DGD desteklemesinden faydalanmasına yasal bir engelin olmadığı, tanık beyanları ve taşınmazın şüpheli tarafından kullanılma süresi, ayrıca şüpheli savunmalarına bakıldığında müştekinin bu kullanıma yönelik rızasının olduğunun belirtildiği gözetildiğinde atılı nitelikli dolandırıcılık eyleminin yasal unsurunun oluşmadığı, sözleşmelerde katılanın imzasının yerine habersizce sahte imza atıldığı iddiasının ise şüphelinin bu sözleşmeleri kullanımından bir yıl sonra taraflar arasındaki bir kavga neticesinde müşteki tarafından şikayete konu edilmesi, dikkate alındığında şüphelilerin sahtecilik kastıyla hareket ettiğine dair yeterli şüphe oluşmadığı ve değişik gerekçe ile olsa da sonuca etkili olmadığından Karaman Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/09/2019 tarihli ve 2019/3328 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş