Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/30699 Esas 2020/12117 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/30699
Karar No: 2020/12117
Karar Tarihi: 14.12.2020

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/30699 Esas 2020/12117 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar vermiştir. Sanık, sahte çeklerle ürün satın almış ve bankaya sahte çek ciro etmiştir. Mahkeme, sanığın suçu işlediğine dair yeterli delil bulunduğuna karar vermiştir ve kararı onamıştır. Ancak, sanık hakkındaki adli para cezasının hesaplanması konusunda bir hata yapılmıştır, bu nedenle karar düzeltilerek onanmıştır. Kararda, suçlar için uygulanan kanun maddeleri şunlardır:
- Nitelikli dolandırıcılık: TCK 158/1-f-son, 62, 52/2, 53
- Resmi belgede sahtecilik: TCK 204/1, 62, 53
- Adli para cezası hesaplanması: 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son madde hükmü, CMUK’nın 321. ve 322. maddeleri
15. Ceza Dairesi         2017/30699 E.  ,  2020/12117 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1- TCK."nın 158/1-f-son, 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- TCK."nın 204/1, 62,53 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmaması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Sanığın, katılan ...."den satın aldığı ürünler karşılığında bedeli ödenmiş çek bilgileri kullanılmak suretiyle tamamen sahte olarak üretilmiş 18.500 TL. bedelli çeki 3. ciranta sıfatıyla ciro ederek verdiği, çekin tedavülü sonucu bankaya ibrazında sahte olduğunun anlaşıldığı, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
    1- Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    Her ne kadar sanık savunmalarında, çekin kargo yoluyla geldiğini, kim tarafından gönderildiğini hatırlamadığını belirtmişse de; çeki hangi hukuki ilişki karşılığında aldığına dair bilgi verememiş olması, bu hukuki ilişkiye dair fatura ya da başkaca bir delil ibraz edememesi, katılan .... yetkilisinin ise suça konu çeki sanıktan aldıklarını beyan etmesi, alınan ekspertiz raporunda çek üzerindeki 3. ciranta konumunda bulunan yazı ve imzaların sanık ... eli ürünü olduğu, çek üzerindeki diğer yazı ve imzalarla sanığın yazı ve imzaları arasında yeterli ilgi ve irtibata rastlanılmadığı yönünde görüş ve kanaatin bildirilmesi, tanık anlatımları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suç kastının bulunmadığı ve yeterli delil bulunmadığı gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
    2- Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    Sanık savunmaları, katılanların beyanları, tanıkların anlatımları, ekspertiz raporu ve dosya kapsamına göre; sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son madde hükmü uygulanırken, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, sanığın suça konu eylemden elde ettiği menfaatin 18.500 TL olduğu, dolayısıyla adli para cezasının da bu miktara uygun şekilde “1.850 gün” olarak tespiti yerine, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının elde edilen menfaat miktarının üzerinde olacak şekilde “2.400 gün” olarak belirlenmesi suretiyle fazla adli para cezası tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. Maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanık hakkında hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin kısmından "2.400gün", "2.000gün", "40.000TL" adli para cezası kısımlarının çıkarılarak yerine "1.850 gün", "1.541 gün", "30.820,00TL" adli para cezasına ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş