15. Ceza Dairesi 2019/177 E. , 2020/12424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1,35/2, 52/2-4,53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, suç tarihinde 88 yaşında olan ve yalnız yaşayan müştekinin ikametine giderek kendisini komiser olarak tanıttığı, evdeki altınları kendisine vermesi konusunda müştekiyi ikna ederek 1.272,00 TL değerinde ziynet eşyalarını vermesini sağladığı, ancak ikametten ayrıldığı sırada kendisinden şüphelenen apartman görevlisinin de yardımı ile yakalandığı, bu şekilde üzerine atılı teşebbüs aşamasında kalmış dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği, sanığın tevil yollu ikrarı, müşteki beyanı, tanık anlatımları, tarafların uzlaşamadıklarına ilişkin uzlaştırma raporu ile dosya kapsamından anlaşılmakla; eylemin suç tarihinden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile eklenen TCK"nın 158/1-L maddesine temas etmesine rağmen suç tarihinde yürürlükte ve sanık lehine olan, aynı Kanunun 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Suça konu altınların müşteki tarafından sanığa teslim edilmesiyle ve daireden ayrılmasıyla sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun tamamlandığı anlaşılmakla, sanık hakkında tamamlanmış dolandırıcılık suçundan uygulama yapılması gerekirken, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde TCK"nın 35. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Hükümde adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi hususunun Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23/01/2018 karar tarihli 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar numaralı ilamında da belirtildiği üzere; ihtarın 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesindeki düzenlemeye aykırı olmaması ve 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinde 18/06/2014 tarihinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olması karşısında tebliğnamedeki düzeltilerek onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin delillerin takdirinde hataya düşüldüğüne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 16/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.