

Esas No: 2020/9833
Karar No: 2020/12557
Karar Tarihi: 17.12.2020
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/9833 Esas 2020/12557 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 765 sayılı TCK"nın 503/1, 522/1, 523. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanığın 765 sayılı TCK"nın 503/1, 522/1, 523. maddeleri gereğince cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca denetim süresine tabi tutulmasına dair Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2010 tarih ve 2010/240 Esas, 2010/579 Karar sayılı kararının 23/06/2010 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içinde, 08/12/2010 tarihinde yeniden işlediği ikinci suçtan dolayı sanığın 31/01/2012 tarihinde mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmesiyle yapılan ihbar üzerine CMK"nın 231/11 maddesi gereğince hükmün açıklanmasına ve sanığın atılı suçtan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümle ilgili Adana 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/01/2012 tarih ve 2011/73 Esas, 2012/37 Karar sayılı ilamıyla yapılan ihbar üzerine hükmün açıklandığı, ancak ihbara konu olan kararda sanık hakkında TCK’nın 157/1. maddesi uyarınca hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, dolandırıcılık suçunun 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kalması ve 6763 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın yeniden değerlendirilmesi lüzumu karşısında, ihbara konu suça ilişkin belirtilen işlemlerin akıbetinin mahkemesinden sorulup olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçtan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de; sanığa yüklenen dolandırıcılık suçunun, gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK"nın 503/1, 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 23/06/2010 tarihinde durup denetim süresi içerisinde ikinci suçun işlendiği 08/12/2010 tarihinde yeniden işlemeye başlayan 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının suç tarihi olan 10/11/2004 tarihinden 05/05/2016 tarihli hüküm tarihine kadar dolduğu anlaşıldığından; bu nedenle sanık hakkında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
