15. Ceza Dairesi 2018/8965 E. , 2019/544 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 158/1-son 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 5.400 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2018 tarih ve 2016/164; 2018/26 E.K. sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28/11/2018 tarih ve 94660652-105-34-14385-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2018 tarih ve 2018/98158 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanan yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 168. maddesinde yer alan "(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, taksirli iflas (...) (1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, somut olayda müşteki vekilinin kovuşturma aşamasında 04/10/2016 tarihli celsede, şirketin zararının sanık tarafından karşılandığı ve yine aynı celsede müştekinin de olay nedeniyle herhangi bir zararının olmadığı yönündeki beyanları nazara alındığında, sanık hakkında hükmolunan cezadan 5237 sayılı TCK"nın 168/2. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yargılama sırasında müştekinin zararını tamamen giderdiği, bu durumun, müştekinin 04/10/2016 tarihli beyanıyla da tespit edildiği, TCK"nın 168/2. maddesinin uygulanması durumunda, sanığın alacağı hapis cezasının 2 yılın altına düşeceği, bu durumda engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının mahallinde tartışılması gerektiği dikkate alınarak, Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2018 tarih ve 2016/164; 2018/26 E.K. sayılı kararının CMK"nın 309/1-3 maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.