Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3990 Esas 2019/881 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3990
Karar No: 2019/881
Karar Tarihi: 18.02.2019

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3990 Esas 2019/881 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, bir şirkette satış ve tahsilat sorumlusu olarak görev yaparken iki ayrı eczaneden toplamda 6.434 TL tahsilat yapmış ancak bu paraları şirkete teslim etmeyip uhdesinde tutarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş olduğu iddiasıyla yargılanmıştır. Ancak sanığın suçlamaları kabul etmediği ve bilirkişi raporuna göre suçlu olduğuna dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde zincirleme suç hükümleri uygulanmadan eksik ceza tayini, adli para cezasının fazla tayini gibi hukuka aykırı sonuçlar doğabileceği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
TCK 155/2 - Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
TCK 50/1-a - Zincirleme suçlar
TCK 52/2-4 - Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunda ceza artırımı
5271 sayılı CMK’nın 223/2-e - Yetersiz delil nedeniyle beraat kararı verme hükmü
5237 sayılı TCK'nın 43/1 - Aynı suçu tekrarlama nedeniyle ceza artırımı
1412 sayılı CMUK'nın 321 - Bozma kararı verme hükmü
15. Ceza Dairesi         2017/3990 E.  ,  2019/881 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Sanığın, katılan şirkette satış ve tahsilat sorumlusu olarak görev yaparken ... Eczanesi’nden 1.800 TL ve Genç Eczanesi’nden 4.634 TL tahsilat yapmasına rağmen, bu paraları şirkete teslim etmeyip uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
    Sanığın, aşamalarda değişmeyen ifadesinde, suçlamaları kabul etmediği, işyeri yetkilisini şikayet ettiği için hakkında asılsız iddialarda bulunulduğunu belirttiği, 21/05/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre de, sanığın, eczanelerden paraları tahsil ettiğine veya tahsil edip de uhdesinde tuttuğuna dair hiçbir delil bulunmadığının belirtildiği, buna göre, katılanın soyut iddiasından başka sanığın mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı dikkate alınarak, sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı dikkate alınmadan ve gerekçesi de belirtilmeden yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    a-Sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
    b-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği belirtildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 18/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş