Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3914 Esas 2019/884 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3914
Karar No: 2019/884
Karar Tarihi: 18.02.2019

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3914 Esas 2019/884 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilirken, diğer sanık beraat etti. Finansal kiralama sözleşmesi yapıldıktan sonra sanık kira borcunu ödemedi ve ihtarname ile malların iadesi talep edilmesine rağmen sanıklar malları teslim etmedi. Sanığı olarak tespit edilen sanık mahkum edilirken, diğeri beraat etti. Ancak, mahkumiyet hükmü ertelenen sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin kanun maddesi gözetilmediği için bozuldu. Kanun maddeleri TCK'nın 155/2, 62, 51/1, 53. maddeleridir.
15. Ceza Dairesi         2017/3914 E.  ,  2019/884 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : a- Sanık ... hakkında; TCK"nın 155/2, 62, 51/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
    b- Sanık ...; beraat

    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü ile sanık ... hakkında verilen beraat hükmü katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Katılan Yatırım Finans Kiralama Anonim Şirketi ile ... arasında, Finansal Kiralama Sözleşmesi (Leasing) yapıldığı ve bu sözleşmenin diğer sanık tarafından kefil sıfatıyla imzalandığı, sözleşmeye konu olan, makinaların sanıklara teslim edildiği, sanık ...’ın, kira borcunu ödemeyerek, sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle, katılan şirketin, sözleşmedeki fesih yetkisine dayanarak sözleşmeyi feshetmek suretiyle sanıklara ihtarname gönderdiği, ihtarnamenin sanıklara tebliğ edildiği, bu ihtarnameyle, sözleşmeye konu malların iadesinin talep edilmesine rağmen sanıkların malları teslim etmediği gerekçesiyle sanıklar hakkında icra takibi başlatıldığı, böylece sanıkların, kendisine teslim edilen eşyayı iade etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
    1-Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanık ... ile katılan şirket arasında finansal kiralama sözleşmesinin yapıldığı, söz konusu malların da adı geçen sanık tarafından teslim alındığı, sanık ...‘nun ise, söz konusu sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı, malların zilyetliğinin bu kişiye geçmediği, sözleşmeye göre, malların teslim edilmemesi ya da borcun ödenmemesi halinde sadece hukuksal sorumluluğunun bulunduğu, bunun dışında, katılan şirket ile bu sanık arasında doğrudan bir hizmet ilişkisinin bulunmadığı dikkate alınarak sanığın cezai sorumluluğunun bulunmaması ve bu nedenle suçun yasal unsurlarının oluşmaması karşısında bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
    Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, “5237 sayılı TCK"nın 53/1-c maddesinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkili haklardan ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş