Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3657 Esas 2019/929 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3657
Karar No: 2019/929
Karar Tarihi: 19.02.2019

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/3657 Esas 2019/929 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, kuyumcu dükkanı sahibi olarak, katılanlardan saklamak amacıyla ziynet eşyalarını aldığı ancak iş yerini kapattığı ve ziynet eşyalarını iade etmediği gerekçesiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak katılanların alacaklarının ödendiğine dair dilekçe sunmaları ve sanığın ifadesinde, işlerin kötü gitmesi nedeniyle iflas ettiğini belirtmesi karşısında, sanığın iddia ettiği şekilde iflas edip etmediğinin araştırılması gerektiği ve suç kastının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Hapis cezasının yanında adli para cezasına hükmedilmesi gereken sanığa, fazla ceza tayini yapılırken, hak yoksunluğu konusunda da hüküm toplanmıştır. Mahkeme kararındaki kanun maddeleri ise şunlardır: TCK 155/2, 62, 52, 53/1.
15. Ceza Dairesi         2017/3657 E.  ,  2019/929 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Sanık hakkında katılanlara yönelik olarak ayrı ayrı iki kez TCK"nın 155/2, 62, 52, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm o yer Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Kuyumcu dükkanı sahibi olan sanığın, saklamak amacıyla katılanlardan ziynet eşyalarını aldığı ancak iş yerini kapattığı ve katılanlara ziynet eşyalarını iade etmediği, bu suretle sanığın katılanlara yönelik olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
    Temyiz dilekçesi ekinde, katılanların alacaklarının ödendiğine dair dilekçe sunmaları ve sanığın ifadesinde, işlerin kötü gitmesi nedeniyle iflas ettiğini belirtmesi karşısında; sanığın suç kastının belirlenmesi ve gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, sanığın iddia ettiği şekilde iflas edip etmediği, varsa benzer dosyaları incelenerek, katılanlara ait olduğu iddia edilen dilekçelerin ve sanığın borcunu ödeyip ödemediği hususunun katılanlardan sorulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle mahkumiyet hükümleri kurulması,
    Kabule göre de;
    a) Hapis cezasının yanında 5 gün adli para cezası verildikten sonra, TCK"nın 62. maddesi gereğince indirim yapılarak belirlenecek gün sayısı üzerinden bir gün karşılığı olarak aynı kanunun 52. maddesi gereğince, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanığa fazla ceza tayini,
    b) 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş