15. Ceza Dairesi 2019/619 E. , 2019/1079 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26.04.2018 tarihli ve 2016/147119 soruşturma, 2018/50547 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.06.2018 tarih ve 2018/3972 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25.12.2018 gün ve 94660652-105-06-14702-2018- sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2019 gün ve 2019/346 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda; Müştekiler vekilinin sunmuş olduğu şikâyet dilekçesinde özetle, şüphelinin Gülhane Askeri Tıp Akademisi"nde, Ordu Yardımlaşma Kurumu"nda ve Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı"nda aktif görev yapan paşalar tanıdığını, kendisini işe yerleştirebileceğinden bahisle müşteki ..."tan toplamda 35.000,00 Türk lirası para aldığını ve gerçek dışı beyanla işin ... tarafından yapılacağını, avukat ... ve eşinin vasıtası ile gerçekleşeceğini ifade ederek müşteki ..."ı dolandırdığını, yine müşteki..."nin şüpheliye duyduğu güvenle müşteki ...i de şüpheliyle tanıştırdığı ve onun da 25.000,00 Türk lirasını işe gireceği düşüncesiyle şüpheliye verdiğini beyan ettiği, yürütülen soruşturma sonucunda müştekilerin basit bir araştırma ile şüphelinin kamu kurumlarında tanıdığı olmadığını anlayacakları gerekçesiyle aldatıcılık unsurunun oluşmadığından suçun yasal unsurları bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla; şüphelinin savunmasında, müşteki Behiye"ye mobilya alımından dolayı borcu olduğunu ve kendisinin bu borçları imzalamamasından dolayı bu şekilde şikayet edildiğini ifade ederek, müşteki "nin ifadesinde ve şikayet dilekçesinde geçen hususları tümden inkar ettiği ancak dinlenen tanık beyanlarından şüphelinin aynı şekilde başkalarından da paralar aldığı ve tanık ... "in ifadesinden de şüphelinin müşteki "den müştekiyi işe sokacağından bahisle kendisinin yanında 30.000,00 - 35.000,00 Türk lirası civarında para aldığı hususunda yeterli delil ve şüphenin evveliyetle bulunduğu, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın gerekçesine göre çözülmesi gereken uyuşmazlığın atılı suçun yasal unsurlarından olan aldatıcılık unsurunun somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplandığı nazara alındığında, şüphelinin önceden bir şekilde tanışmış olduğu OYAK başkanlığı da yapmış tanık ..."ın ismini de kullanmak suretiyle suça konu paraları alması şeklinde gerçekleşen olayda verilen somut isim karşısında basit bir araştırma ile de çözülemeyecek hile unsurunun bulunduğu gibi, suçun işlendiği hususunda yeterli delil ve şüphe elde edildiğinden aldatıcılık unsurunun kovuşturma aşamasında değerlendirilmesi ve diğer müşteki..."in de beyanı alındıktan sonra kamu davası açılması gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.06.2018 tarih ve 2018/3972 değişik iş sayılı kararının 5271sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, maddenin 4. Fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciinde yerine getirilmesine, 20.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.