15. Ceza Dairesi 2017/3715 E. , 2019/1141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre nitelikli
dolandırıcılık), resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Nitelikli dolandırıcılık suçundan;
TCK’nun 158/1-f-son, 62/1, 52, 52/4 ve 53. maddeleri
uyarınca mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan;
TCK’nun 204/1, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca
mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak, suça konu çekin bankaya ibraz edildiği tarih olan 22/02/2007 yazılması gerekirken, 2007 yazılmış ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, hamiline yazılı 4.000 TL bedelli sahte çeki yaptığı alışveriş karşılığında mağdur ...’e cirolayarak haksız yarar sağladığı, bu suretle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1)Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyete ilişkin hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık savunmaları, mağdur ve hakkında ek takipsizlik kararı verilen şüpheli...’nın beyanları, kriminal rapor ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın, sahte olarak düzenlemiş olduğu çeki mağdura cirolayarak üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği yönünde mahkemenin mahkumiyet hükmüne ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiş olup, suça konu çekin iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığına ilişkin olarak 07/09/2011 ve 22/11/2011 tarihli celselerde mahkeme heyeti tarafından inceleme yapılmış olması ve aşamalarda alınan bilirkişi raporlarında suça konu çekin iğfal kabiliyetini haiz olduğunun belirtilmesi karşısında, suça konu çekte keşide yeri olarak “Başkent” yazılmasından keşide yerinin Ankara ili olduğunun bir duraksamaya meydan vermeyecek şekilde açık ve anlaşılır olması nedeniyle söz konusu çekin zorunlu unsurlarını içerdiği de dikkate alınarak, bu hususlara ilişkin olarak bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın eksik incelemeye ve savunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2) Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyete ilişkin hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Mağdur ... yargılama aşamasında dinlenememiş ise de, savcılıkta verdiği ifadede suça konu çeki sanıktan bir alacağına karşılık almış olduğunu beyan etmesi, sanığın da ifadesinde mağdurdan daha önce borç para aldığını ve bu nedenle suça konu çeki verdiğini savunması karşısında, sanığın, önceden ... borca karşılık olarak mağdura sahte çek verdiği dikkate alınarak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 tarih ve 6/ 8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağının anlaşılması nedeniyle, sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.