Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/1354 Esas 2019/1211 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1354
Karar No: 2019/1211
Karar Tarihi: 26.02.2019

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/1354 Esas 2019/1211 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların kardeş oldukları, dolandırıcılık suçu işledikleri ve TCK'nın 157/1, 62, 52, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyetlerine karar verildiği belirtilmektedir. Sanıkların birlikte hareket ederek ödemeden kurtulmak amacıyla yetkisiz kişiye keşide ettirdikleri çekle dolandırıcılık suçu işledikleri iddia edilmiştir. Katılan ile tanık ifadeleri ve bilirkişi raporu sonucunda suçun işlendiği teşhis edilmiştir. Hükümde, cezanın ertelenmesinin mağdurun veya kamunun zararının aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, etkin pişmanlık hükümlerinin de uygulanacağı ifade edilmiştir. Ancak hükümlerde kanun maddelerine uyulmadığı gerekçesiyle sanıkların temyiz itirazlarının kabul edildiği ve hükümlerin bozulduğu belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: TCK 157/1, 62, 52, 53, 51, 158/1-f, 5237 sayılı Kanun 51/2, 168, 53/4.
15. Ceza Dairesi         2017/1354 E.  ,  2019/1211 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Ayrı ayrı; TCK"nın 157/1, 62, 52, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıkların kardeş oldukları, sanıklar ... ve ..."nın daha önceki dönemlerde Afyon"da sucuk imalatı yapan katılan ile alışverişte bulundukları ve borçlarını peşin ödedikleri, son olarak yine sanıklar ... ve ..."in katılan ile iletişime geçip sucuk siparişi verdikleri, katılanın da yanında çalışan tanık ... aracılığıyla sipariş edilen sucuğu sanıkların yaşadığı Balıkesir"e gönderdiği, tanığın burada sucukları sanıklar ... ve ..."e teslim ettiği ve ödemeyi de suça konu Oyakbank"a ait, keşidecisi sanık ... olan, 4.000 TL bedelli çek ile kabul ettiği, çekin bankaya ibrazında keşideci imzasının benzememesi nedeniyle ödeme yapılmadığı, sanık ..."in yapılan icra takibinde de imzaya itirazda bulunduğu, sanıklar ... ve ..."in katılan ile alışveriş yapmadıklarını beyan etmelerine rağmen katılan ve tanık ... tarafından bu sanıkların kesin olarak teşhis edildiği, yürütülen soruşturma sırasında alınan bilirkişi raporunda da çekteki yazıların ve keşideci imzasının sanık ..."ya ait olduğunun tespit edildiği, bu suretle sanıkların birlikte hareket ederek ödemeden kurtulmak amacıyla suça konu çeki yetkisiz kişiye keşide ettirip sonrasında imzayı inkar ederek dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia olunduğu olayda;
    Katılan ile tanık ..."ın alınan beyanlarından sucuğun teslim edildiği anda suça konu çekin sanıklardan alındığının anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki önceden ... borç nedeniyle beraat isteyen düşünceye iştirak edilmemiş olduğu; ancak sanıklara atılı eylemin TCK"nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    5237 sayılı Kanun"nın 51/2. maddesine göre, cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabileceği, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edileceği, koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverileceği hükmüne yer verildiği, malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen aynı Kanun"un 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmî geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşaması dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun"un 51. maddesinde bir koşul olarak gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbir şartına bağlı tutulması imkanının bulunmadığı, böyle bir uygulamanın, mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanırken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık veya sanıklar aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanıklar hakkında ertelemenin, mağdurun uğradığı zararın giderilmesi şartına tabi tutulması,
    TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında aynı maddenin birinci fıkrasında gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Suç tarihinin, çekin bankaya ibraz tarihi olan 07/01/2008 tarihi olmasına rağmen, hükümde 29/12/2007 olarak yazılması,
    Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 26/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş