15. Ceza Dairesi 2017/3095 E. , 2019/1768 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan tüm sanıklar hakkında beraat
2-Sanık ... hakkında TCK"nın 204/1, 62 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlerine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından; sanık ..."nın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm ise katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar ... ve ...’ın, 19.03.2010 tarihinde Oturakçı Tarım Gıda Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti’yi kurdukları ve Garanti Bankası Pozcu şubesinden şirket adına çek karnesi aldıkları, diğer sanık ...’nın ise katılandan daha önce satın aldığı mal nedeniyle olan borcuna karşılık, diğer sanıklar adına kurulan şirketin yetkilisi gibi davranarak 15/06/2010 keşide tarihli, 15.000 TL bedelli çeki katılana verdiği, çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmaması nedeniyle ödeme yapılmadığı, sanıkların bu şekilde atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/03/1998 tarih ve 6/ 8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı dikkate alınarak; suça konu çekin, katılana daha önceden doğmuş bir borç ilişkisinden dolayı, borç ödeme amacıyla verilmiş olması karşısında, sanıklara atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmayacağı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, atılı suçun sübut bulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanık ...’nın savunmasında, suça konu çekin hesap sahibi olan Oturakçı Tarım Gıda Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti’yi eşi adına kurduğunu, daha sonra şirketi diğer sanıklar ... ve ...’a devrettiğini beyan etmesi, katılanın, adı geçen şirketin sanık ...’in yanında çalışan sanıklar... adına kurulduğunu, ancak işleri sanık ...’in takip ettiğini ifade etmesi, sanıklar ... ve ...’ın da katılanın beyanlarını doğrulamaları ve katılan tarafından başlatılan icra takibinde borca veya imzaya itiraz edilmemiş olması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, mağdurun önceden verdiği açık ya da örtülü rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığının kabul edilemeyeceği cihetle, resmiyette sanıklar Ömer ve Halil adına kayıtlı olan şirketin ve bu şirkete ait çek hesabının, sanıklar Ömer ve Halil’in bilgisi ve rızası dahilinde sanık ... tarafından kullanıldığı anlaşılmakla, sanığa atılı resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 06/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.