Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/9190 Esas 2019/1769 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/9190
Karar No: 2019/1769
Karar Tarihi: 06.03.2019

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/9190 Esas 2019/1769 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kararın özeti:
Şüphelilerin nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve hırsızlık suçlarından soruşturma geçirdikleri ancak soruşturmanın eksik yapıldığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Yüksek Adalet Bakanlığı, soruşturmanın eksik yapıldığına dair kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur. Savcının soruşturma yapmakla yükümlü olduğu ve maddi gerçeklerin adil bir şekilde araştırılması gerektiği hatırlatılarak, itirazın kabul edilmesi gerekliliği vurgulanmıştır. İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi gereğince bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. ve 309. maddeleri. 160. madde, savcının hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerekliliğini ve delillerin muhafazası yükümlülüğünü belirtmektedir. 309. madde ise kanun yararına bozma talebine ilişkin düzenlemeleri içermektedir.
15. Ceza Dairesi         2018/9190 E.  ,  2019/1769 K.

    "İçtihat Metni"



    Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve hırsızlık suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/03/2018 tarih ve 2017/77349-2018/24496 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/05/2018 tarih ve 2018/2280 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/12/2018 gün ve 94660652-105-34-10148-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2018 gün ve 2018/100573 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme uyarınca Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
    Dosya kapsamına göre; müşteki şirketlerden Gerçek İnşaat"ın, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle diğer müşteki şirket Kar-Taş Gıdayı lehdar göstererek keşide ettiği çeklerden, 17 adedinin daha sonra zayi olduğu iddiasıyla Kar-Taş Gıda yetkilisi Turan Taştekin tarafından hukuk mahkemeleri aracılığıyla ödeme yasağı kararı aldırıldığı, mezkur karardan sonra şüpheli ... tarafından söz konusu çeklerden 2 adedinin bankaya ödeme için ibraz edilmesi üzerine, müşteki şirketler vekili tarafından, şüphelilerden şikayetçi olunduğu, buna karşılık müşteki ... aralarındaki ticari ilişkiden doğan alacağına karşılık şüpheliden ilgili çeki aldığını iddia etse de müşteki şirket yetkilisi Turan Karataş"ın iddiasının söz konusu çeklerin, şirketi vekaleten temsil yetkisi 25/01/2017 tarihinde sona eren ... tarafından şirket kaşesi kullanılarak diğer şüpheli ..."ye ciro edildiği olduğunu bildirmesi karşısında, bahse konu 25/01/2017 tarihli vekaletnamenin feshini ihtiva eden belgenin dosya arasına alınmasından sonra atılı suçun unsurlarının bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160 ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak üzere itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/05/2018 tarih ve 2018/2280 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 06/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş