Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/3662 Esas 2020/9211 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3662
Karar No: 2020/9211
Karar Tarihi: 05.10.2020

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/3662 Esas 2020/9211 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından yargılanmıştır. Resmi belgede yalan beyan suçundan kurulan hükümle ilgili olarak sanığın sorgulanmadığı ve son işlemle dava zamanaşımının dolduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilirken, zamanaşımı nedeniyle sanığın dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nın 206/1 maddesi: Resmi belgede yalan beyan suçunu düzenler.
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi: Mahkeme kararlarının temyiz edilmesi süresini belirler.
- 1412 sayılı CMUK'nın 321/322. maddeleri: Mahkeme kararlarının bozulması ve yeniden yargılama yapılması sürecini düzenler.
- 5271 sayılı CMK'nın 223/8 ve 193/2 maddeleri: Zamanaşımı nedeniyle açılan kamu davasının düşmesi ve sanık hakkında duruşma yapılmadan hüküm verememe kuralını belirler.
15. Ceza Dairesi         2018/3662 E.  ,  2020/9211 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Beraat


    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve O yer C.Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçuna ilişkin kurulan hüküme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
    Sanığın üzerine atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun 5237 sayılı TCK"nın 206/1 maddesinde öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, suç tarihinin 22/03/2011, iddianamenin düzenlenme tarihinin ise 15/12/2011 olduğu, yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında beraat hükmü verildiği, bu nedenle dava zamanaşımını kesen son işlemin sanığın sorgusunun yapılmadığı, dolayısıyla iddianamenin düzenlenme tarihinden itibaren dava zamanaşımını kesen başka bir işlem bulunmadığı, dolayısıyla sanık hakkında iddianamenin düzenlenme tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
    2- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.11.2002 tarih ve 272-402 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, 1412 sayılı CMUK"nın 223/son maddesi ile aynı mahiyette hüküm içeren 5271 Sayılı CMK"nın 193/2. maddesine göre; mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnasının, dosya kapsamına göre ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağının anlaşılması halinde verilen beraat kararı ile sınırlı olduğu, buna göre; sanığın sorgusu yapılmadan mevcut kanıtlar tartışılarak ve delil takdirine girmek suretiyle beraat kararı verilmesinin mümkün bulunmadığı gözetilmeden, sorgusu yapılmayan sanık hakkında yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve O yer C.Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş