15. Ceza Dairesi 2020/1331 E. , 2020/9229 K.
"İçtihat Metni"
Özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/06/2018 tarihli ve 2018/48386 soruşturma, 2018/82409 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/05/2019 tarihli ve 2018/6171 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 06/02/2020 gün ve 94660652-105-34-19251-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/02/2020 gün ve 2020-19473 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin, şüpheli ... aracılığıyla diğer şüpheli ... ile tanıştığı, adı geçen şüphelinin, müştekiye belge gösterip otomasyon üzerine şirketinin bulunduğunu beyan ettiği, müştekiye de sermaye koyması halinde beraber otomasyon işi yapmayı ve elde edilecek kârı paylaşmayı teklif ettiği, müştekinin teklifi kabul etmesi üzerine, müştekiyi ikna edici belgeler gösterilerek yapılacağı ve yapıldığı söylenen otomasyon işlerinde kullanılması gerektiği söylenen paraların müştekiden defaten alınmasına rağmen, ödenen paraların iadesi yapılmadığı gibi, yapıldığı söylenen işlere ilişkin de herhangi bir kar payının müştekiye ödenmediği, bu surette müştekinin dolandırıldığının iddia edildiği somut olay nedeniyle yapılan soruşturma sonunda, şüphelilerden sadece ..."ün beyanı alınarak, diğer şüphelinin beyanı alınmaksızın taraflar arasındaki olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de;
Müştekinin, şüphelilerce eylem birliği içinde dolandırıldığını iddia etmesi ve ifadesi alınan şüpheli......"ün müştekiden para aldığını ve ödemesi gereken kar paylarını müştekiye ödenmek üzere diğer şüpheli ..."in hesabına yatırdığını beyan etmesi karşısında, öncelikli olarak ifadesi alınmayan şüpheli ..."in ifadesinin alınması, müştekinin şikâyet dilekçesinde olaya ilişkin bilgisi bulunduğunu dile getirdiği tanıklar......"in celp edilerek dinlenilmesi, yine anılan dilekçe ekinde müştekiden defaten para almak üzere ikna için kullanılan sahte olduğu iddia olunan belgelerin asıllarının dosya arasına getirtilerek, belgeler (senet ve fatura) üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, şüpheliler üzerine kayıtlı şirket bulunup bulunmadığı ve bulunuyor ise söz konusu şirketlerin faaliyet durumlarının ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorulması ve şüpheli ....."in yaptığını iddia ettiği ödemelere dair banka kayıtlarının istenilmesi, sonucuna göre hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, iddialar karşılanmadan, şüphelilerden sadece ..."ün ifadesine başvurulmak suretiyle, eksik inceleme sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/05/2019 tarihli ve 2018/6171 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.