Görevi kötüye kullanma - kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/1550 Esas 2020/9394 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1550
Karar No: 2020/9394
Karar Tarihi: 06.10.2020

Görevi kötüye kullanma - kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/1550 Esas 2020/9394 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Manisa'daki Canan Eczanesi'nde kalfalık yapan sanık, müşterilerine ilaç alırken rapor çıkartırsanız aldığınız ilaçlarla ilgili katkı payı ödemezsiniz diyerek kimlik fotokopisini ve resimlerini alıp muayene, tahlil ve tetkik yapılmadan 16 adet ilaç muafiyet raporu aldırmıştır. Bu raporlar sanık tarafından düzenlenmiş ve sanığın müşterilerine sadece hastanın rahatsızlığı nedeniyle yazılan ilaçlar verilirken diğer ilaçlar alınmış gibi gösterilerek bunlara ilişkin bedelleri kurumdan tahsil edilmiştir. Sanık, doktorlara 28 adet reçete yazdırarak hasta muayene etmeden ilaçları müşterilerine vermiştir. Sanık, nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum olmuş, görevi kötüye kullanmaktan da suçlu bulunmuştur. Mahkeme kararında TCK’nın 257/1, 62/1, 50/1-a, 52/2 maddelerine atıfta bulunulmuştur.
15. Ceza Dairesi         2019/1550 E.  ,  2020/9394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Görevi kötüye kullanma, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık
    HÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında; TCK’nın 257/1, 62/1, 50/1-a, 52/2 . maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması

    Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmü katılan vekili ile sanık ... tarafından ve sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olan 02/11/2006 tarihi yerine 2006 yılının şubat ayı tarihinin yazılmasının mahalince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
    Sanık ...’un, Manisa’da faaliyet gösteren Canan Eczanesinde kalfalık yaptığı, Sanık ...’nun da Efendi Devlet Hastanesinde dahiliye uzmanı olarak görev yaptığı, sanık ...’un çalıştığı eczaneye gelen bir kısım müşterilerine ilaç alırken bu konuda niye rapor çıkarmıyorsunuz, rapor çıkartırsanız aldığınız ilaçlarla ilgili katkı payı ödemezsiniz diyerek kimlik fotokopisini ve resimlerini alıp muayene, tahlil ve tetkik yapılmadan 16 adet ilaç muafiyet raporu aldırdığı, bu raporların sanık ... tarafından düzenlendiği, yine sanık ...’un 28 adet reçeteyi de sanık ...’na ve başka doktorlara yazdırdığı, hasta muayene edilmeden düzenlenen bu reçetelerde hastanın kronik rahatsızlığı nedeniyle yazılan ilaçların yanısıra farklı ilaçlarında yazıldığı, sanık ...’un sadece hastanın rahatsızlığı nedeniyle yazılan ilaçları müşterilerine verdiği, diğer ilaçları alınmış gibi göstererek bunlara ilişkin bedelleri katılan kurumdan tahsil ettiği, bu suretle sanık ...’un üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu, sanık ...’nun üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
    1-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    5271 sayılı CMK"nun 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından, 5271 sayılı CMUK"nun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, katılan vekilinin temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması amacıyla, dosyanın incelenmeksizin mahalline tevdii için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığılına TEVDİİNE,
    2- Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanığa yüklenen "görevi kötüye kullanma" suçunun 5237 sayılı TCK"nin 257/1. maddesindeki cezanın türü ve üst sınırına göre, davanın aynı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca 12 yıl olağanüstü zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 02/11/2006 tarihinden inceleme tarihine kadar olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 06/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş