Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/30022 Esas 2020/9532 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/30022
Karar No: 2020/9532
Karar Tarihi: 06.10.2020

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/30022 Esas 2020/9532 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu karar, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mükerrer davanın reddi üzerine yapılan temyiz incelemesine ilişkindir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından belirtilen üzere, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm, şeklen direnme kararı verilse bile özünde direnme kararı olmayıp, temyiz incelemesinin Yargıtay'ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde de incelemenin Yargıtay'ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. Olayda, sanığın bilinçli olarak çeki eksik düzenlediği ve dolandırıcılık kastıyla haksız yarar sağladığı iddiasıyla suçlandığı belirtilmektedir. Daire, sanığın aynı çek nedeniyle suç tarihi itibariyle yargılandığı diğer dava da beraat etmesine rağmen, sanık hakkında eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunda yapılan araştırmanın eksik olduğu ve hukuki durumunun takdir ve tayininde bu hususun belirleyici olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu sonucuna vararak hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun maddeleri: 5237 Sayılı TCK'nun 44. maddesi, CMK'nın 223/7. maddesi
15. Ceza Dairesi         2017/30022 E.  ,  2020/9532 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Davanın reddi


    Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mükerrer davanın reddi hükmü, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/11/2016 tarih ve 2016/15-27, 2016/413 sayılı kararında belirtildiği üzere, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin ilk gerekçeli kararında yer almayan “sanık hakkında ..."nde görülen davaya ilişkin 25/01/2007 tarihli iddianamede atılı suçun karşılıksız çek keşide etmek olarak belirtildiği, sanığın olayımızda tek bir eyleminin bulunduğu, bunun da suça konu çeki düzenleyerek katılana vermek şeklinde gerçekleştiği, söz konusu çekteki unsur eksikliğin asliye ceza mahkemesindeki yargılama sırasında değerlendirildiği ve buna göre beraat hükmü kurulduğu, verilen beraat hükmünün de kesinleştiği, yeniden aynı çekle ilgili mahkememize kamu davası açılmasının kesin hükmün sonuçlarını ortadan kaldırır nitelikte değerlendirileceği, suç vasfının belirlenmesi sırasında eylemin kanunun hangi maddelerini ihlal ettiğinin belirlenmesi gerektiği, birden çok maddeyi ihlal etmesi halinde 5237 Sayılı TCK.nun 44. maddesinin gözönüne alınması gerektiği anlaşıldığından Yargıtay bozma ilamına karşı mahkememizce verilen ilk hükümde direnilmesine karar vermek gerekmiş, sanık hakkında aynı eylem nedeni ile açılan kamu davasının reddi yönünde karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulmak suretiyle verilen hükmün yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
    Sanığın, borcuna karşılık olarak katılana tanzim edip verdiği suça konu çeke keşide yerini bilinçli olarak yazmadığı, bankaya ibraz edildiğinde çekin karşılığının bulunmadığı, bu şekilde bankanın maddi varlığı olan çeki bilinçli olarak ve dolandırıcılık kastı ile eksik düzenlemek suretiyle haksız yarar sağlayarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
    Dairemizin 22/05/2014 tarih, 2012/17276-2014/10255 sayılı bozma ilamında belirtildiği gibi, sanığın aynı çek nedeniyle suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 3167 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan yargılanarak beraat etmesine karşın, her iki davada korunan hukuki yararın farklı olması nedeniyle sanık hakkında eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunda gerekli araştırmanın yapılarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, söz konusu karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan kamu davası gerekçe gösterilerek CMK"nın 223/7. madde ve fıkrası gereğince davanın reddine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 06/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş