

Esas No: 2017/24461
Karar No: 2020/9588
Karar Tarihi: 07.10.2020
Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/24461 Esas 2020/9588 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan yargılandığı davada, sadece fiilen taşınmazda ürün eken sanıkın suç işlediği, diğer sanıkların ise sahte kira sözleşmesiyle gelir desteği ödemesi aldığı belirtilerek, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kabul edilerek beraat kararı verildiği belirtilmiştir. Kararda ayrıca kanun maddesi belirtilmemiştir.
Not: İlgili makalede kanun maddesi açıklaması yapılmadığı için çözümlemesi yapılamamıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Sanıklardan...’un nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin 08/04/2014 tarihli dilekçesi ile sanıklardan... hakkında verilen beraat hükmünü temyiz ettiği, diğer sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz talebinin bulunmadığı gibi, bu karara vaki itirazında merciince incelenerek reddine de karar verildiği belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ...’un, annesi ...’ye ait olan, Sungurlu İlçesi Gafurlu köyü 119 Ada 80 Parsel nolu taşınmazın yarı hissesini, diğer yarı hissenin sahibi ve aynı zamanda ...’nin kardeşi olan temyiz dışı sanık ...’ye sattığı, daha sonra sanık ...’un diğer sanık ..."den aldığı vekaletnameye istinaden sözkonusu tarlayı birbirlerini tanımadıkları anlaşılan müşteki... ve katılan ...’a sattığı, bu şekilde ... ve...’ın bahsi geçen taşınmazın müşterek malikleri oldukları, sanık ..."a vekaletname veren sanık ...’nin bu durumdan haberdar olmadığı ve suça konu tarlanın sahibi olduğu düşüncesiyle ekip biçmeye devam ettiği, bir süre sonra bahsi geçen tarlanın satıldığı hususunda bazı sözler duyması üzerine tapu idaresine gidip duyduğu sözlerin doğru olup olmadığını sorduğu, akabinde sözkonusu tarlanın sanık ... tarafından satıldığını öğrendiği, bunun üzerine sanık ... ile görüştüğü, ancak..."un, ...’ye sağlıklı bir bilgi vermediği, 2007 yılının Ocak ayında temyiz dışı diğer sanık ...’in, ..."nin yanına gelerek bu tarlayı kira bedeli karşılığında ekmek istediğini söylediği, sanık ...’nin de Cemal’in bu teklifini kabul edip tapuda sözkonusu taşınmazın malikleri olarak gözüken... ve ...’ın imzalarını taklit ederek oluşturduğu kira sözleşmesini getirip sanık ..."e verdiği, sanık ..."in sözleşme üzerinde isimleri bulunan kişilerin kim olduğunu sorması üzerine sanık ...’nin yeğenleri olduğunu söylediği, daha sonra sanık ..."in bu sözleşmenin altını kiralayan sıfatıyla imzaladığı ve köy muhtarı olan tanık ...’a onaylattığı, akabinde her iki sanığın esas itibariyle gerçek bir durumu yansıtan bu kira sözleşmesini kullanarak DGD parası almak amacıyla başvuruda bulundukları, yine sözkonusu tarlayı öteden beri sanık ...’nin ekip biçmesine rağmen sanık ...’un ilk çıktığından şikayet tarihine kadar bahsi geçen taşınmaz ile ilgili belgeleri hazırladığı, bu belgeler içinde yer alan kira sözleşmelerindeki kiralayan ve kiracı olarak görülen ..., ... ve annesi ... adına olan imzaları taklit ederek atıp kira sözleşmeleri oluşturduğu, daha sonra bunları İlçe Tarım Müdürlüğü’ne ibraz ederek DGD paralarını aldığı, bu şekilde sanığın atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Fiilen taşınmazda ürünü eken kişi, temyiz dışı sanık ... olduğu halde, sanık ..."un, ... ve ... isimli kişiler, sanki kendi annesi ..."ye taşınmazı kiraya vermiş gibi sahte kira sözleşmesi düzenleyerek doğrudan gelir desteği ödemesi aldığı olayda, fiilen taşınmazda bir ekim yapıldığı, her ne kadar ekim yapmayan sanık ... doğrudan gelir desteği ödemesi almış ise de, zaten mevcut bir ekimin bulunması nedeniyle, ilgili kurumun sonuç olarak bir zararının doğmayacağı, kurumun, gerçekte eken kişinin müracaatı halinde de aynı ödemeyi yapması gerekeceği, bu nedenle sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı kabulü ile verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin suçun subut bulduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
