15. Ceza Dairesi 2020/1426 E. , 2020/9961 K.
"İçtihat Metni"
Vekalet görevini kötüye kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/11/2018 tarihli ve 2018/8744 soruşturma, 2018/5704 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın süre yönünden reddine dair mercii Karaman Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/02/2019 tarihli ve 2019/452 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 31/10/2019 gün ve 94660652-105-70-14327-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2019 gün ve 2019-106473 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/11/2018 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin mercii Karaman Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/02/2019 tarihli kesin kararını müteakip verilen kararların hukukî değerden yoksun olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun"un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Somut olayda, Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/11/2018 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, müştekinin şikayet dilekçesinde bildirdiği bilinen son adresine tebliğe çıkartılmadan dosyada yer alan başka bir adrese gönderilmesi sonrasında, adresin boş bina olduğu ve müştekinin adresinin tespit edilemediğine dair şerh düşülerek kararın mahalle muhtarına teslim edilmesi karşısında, müştekiye yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı ve bu nedenle müşteki vekilinin 16/01/2019 havale tarihli itiraz dilekçesinin süresi içerisinde verilmiş olduğu gözetilmeden, itirazın esastan incelenmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Karaman Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/02/2019 tarihli ve 2019/452 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.