15. Ceza Dairesi 2017/26447 E. , 2020/9967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK."nın 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK."nın 158/1-f, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, müşteki ..."nın 14/09/2007 tarihinde çalınan ve 3.500 TL bedelle sahte olarak tanzim edilen çeki tanık ...’a verdiği, tanık ... tarafından katılan ..."den 3.500 TL tutarında altın alındığı, çekin bankaya ibrazında çalıntı olduğunun belirlendiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın üzerine atılı “resmi belgede sahtecilik” suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK"nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 02/02/2008 ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Her ne kadar sanık savunmalarında suç tarihi itibari ile tekstil işi yapması nedeniyle, satmış olduğu ürün karşılığında tanık ..."dan ciro edilmiş hali ile dava konusu çeki aldığını, katılana verdiğini, çekin çalıntı olduğunu bilmediğini belirtmişse de; tanık olarak dinelenen ..."ın bu beyanı doğrulamayarak, sanığı tanımadığını ve kendisine çek vermediği yönünde anlatımlarda bulunması, tanık ..."ın çekte ciranta olarak imzasının bulunmaması, sanığın çekin alınmasına konu hukuki ilişkiye dair fatura ya da herhangi bir delil ibraz edememesi, katılanın tanık ...’ın söz konusu çeki verip, karşılığında altın aldığını beyan etmesi, yine tanık ...’ın da çekin sanık tarafından verildiğini ifade etmesi, alınan ekspertiz raporunda çek aslının incelenmesinde; ön yüzündeki yazılar ve atılı bulunan keşideci imzasının müşteki ..., tanık ... ve sanık ..."ın eli ürünü olmadıkları kanaatine varılması, mahkemece incelenen çekin iğfal kabiliyetini haiz olduğunun belirlenmesi, 15/09/2007 tarihli otoda yapılan hırsızlık olayına kollukça tanzim edilen görgü tespit tutanağı, müşteki ..."nın 17/09/2007 tarihli Türkiye Finans Maltepe Şube Müdürlüğüne hitaben yazmış olduğu dilekçesinde 14/09/2007 tarihinde gece arabasına girilerek çantasının ve değerli eşyalarının çalındığını, çantasında Türkiye Finansbank’a ait kullanılmamış çek karnesinin olduğunu, çek karnesinin ve hesaplarının iptalini talep ettiği, çalınan çek numaraları içinde suça konu çekin de yer alması ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, sanığın suça konu eylemden elde ettiği menfaatin 3.500 TL olduğu, dolayısıyla adli para cezasının da bu miktara uygun şekilde “350 gün” olarak tespiti yerine, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının elde edilen menfaat miktarının üzerinde olacak şekilde “500 gün” olarak tayin edilmesi suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında adli para cezasına mahkumiyete ilişkin hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "500 Gün" "416 Gün", "8.320 TL” terimlerinin çıkartılarak yerine, sırasıyla "350 Gün", "291 Gün", "5.820 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.