

Esas No: 2018/2886
Karar No: 2020/10044
Karar Tarihi: 19.10.2020
Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/2886 Esas 2020/10044 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkum edilmiştir. Mahkeme, sanığın yaptığı işlemlerin gerçekleştirildiği ve fatura edildiği hastalıkların tamamının incelenmesi sonucunda sanığın suçlu olduğuna hükmetmiştir. Ancak, sanığın özel belgede sahtecilik suçunun zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle bu suçtan verilen mahkumiyet hükmü bozulmuştur. TCK'ın 158/1-e-son, 43, 168/1, 62, 52/2, 53 maddeleri gereği sanık dolandırıcılık suçundan mahkum edilirken, TCK'ın 207/1, 43, 62, 53 maddelerine istinaden de sanığa mahkumiyet verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında;
a-TCK"nın 158/1-e-son, 43, 168/1, 62, 52/2, 53 maddeleri gereği mahkumiyet,
b- TCK"nın 207/1, 43, 62, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından CMK"nın 231. maddesi gereği hükmün açıklamasının geri bırakılması
Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri katılan vekili ve sanık ... müdafii, sanık ... hakkında verilen hükmün açıklamasının geri bırakılması kararları sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında “2009” olarak gösterilen suç tarihinin sahtecilik suçu yönünden 09/05/2008 tarihi olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Katılan vekili tarafından sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı temyiz dilekçesi verildiği, ancak yeniden verdiği dilekçe ile ilgili merciiye itiraz kanun yoluna başvurduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ..."nın Diyarbakır.... Tıp Merkezi"nde göz doktoru olarak çalıştığı, temyiz dışı sanık ..."ın ise mesul müdür olarak görev yaptığı, söz konusu tıp merkezinin manyetik ortam kayıtlarında alınan çıktılarından 235 adet kese flegmonu drenajı ve 298 adet trahom tanısı ile kapaklara kriyo aplikasyonu işlem bedelinin fatura edildiğinin tespit edildiği, anılan merkezin medula sistemi kullanarak düzenlediği ve sistem üzerinden örneklenen faturaları .... Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine gönderdiği, kuruma fatura edilen 10/03/2008 tarihinde teslim edilen göz hastalıkları faturalarının tamamının incelenmesi neticesinde 139 hastadan 53 adetine kese flegmonu drenaji, 57 adetine ise trahom tanısı ile kapaklara kriyo aprikasyonu, 09/05/2008 tarihinde teslim edilen faturaların tamamının incelenmesinde 100 hastadan 49 adetine kese flegmonu drenaji, 34 adetine ise trahom tanısı ile kapaklara kriyo aplikasyonu yapıldığı, kurum tarafından yapılan teftiş sırasında kendilerine tedavi uygulanan bu şahısların dinlenildiği, bu şahısların bir kısmının trahom hastası olmadığı halde trahom teşhisi konulduğu, trahom teşhisi konularak kriyo aplikasyonu yapılan hastaların İl Sağlık Müdürlüğü"ne bildirimlerinin yapılmadığı, haklarında fatura düzenlenen isimleri teftiş raporunda belirtilen bir kısım hasta şahısların ise kese flegmonu (göz yaşı kesesinin apse yapması) olmadığı, söz konusu raporların sanık ... tarafından düzenlendiği ve onaylandığı, dolayısıyla hasta şahıslara uygulanmayan işlemlerin yer aldığı gerçeğe aykırı raporların düzenlenerek bu tedavi belgeleri esas alınarak düzenlenen işlem bedellerinin tıp merkezi tarafından kuruma gönderilerek kurumun zarara uğratıldığı, bu suretle sanığın atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara ilişkin temyiz incelemesinde;
5271 sayılı CMK"nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı Kanun"un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK"nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından sanık ... müdafiinin temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2-Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Sanığın üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK"nın 207/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 09/05/2008 tarihi ile inceleme tarihi arasında gerçekleştiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Tebliğnamedeki her bir tanık yönünden teşhiste belirtilen hastalığının bulunup bulunmadığı, beyanlarında anlattıkları uygulama ile teşhis ve tedavide yapılan işlemlerin uygunluğunun araştırılarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğine ilişkin eksik inceleme nedeniyle bozma isteyen düşünceye sonuca etkili görülmediğinden iştirak edilmemiştir.
Sanık savunması, tanık anlatımları, SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı raporu ve eki belgeler, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi"nin 26/02/2009 tarihli raporu ve eki örnekseme yoluyla incelemeye alınan hastalara ilişkin muayene bilgileri ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın aşamalardaki savunmasında atılı suçlamayı kabul etmeyip, hastalara kriyo aplikasyonu ve kese flegmonu drenajı yapıldığını savunması, yargılama aşamasında tanık sıfatıyla dinlenilen hastaların beyanlarında göz rahatsızlıkları nedeniyle muayene olduklarını beyan edip muayene ve sonrasında yapılan işlemler hakkında beyanda bulunması, SGK müfettişi tarafından Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen ve incelemeye alınan bir kısım hastanın teşhiste belirtilen hastalığı olup olmadığının sevk edildiği andaki mevcut durumu yansıtması ve hastaların sanığa muayene oldukları tarihte hastalığı geçirip geçirmediğinin tespit edilememiş olması hususları gözönünde bulundurulduğunda; sanığın iddia edilen teşhis ve tedavi işlemini yapmadığı hususunda sanık lehine şüphe bulunduğu, sanığın mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla, atılı suçtan sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, temel ceza belirlenirken önce 180 gün adli para cezası belirlenip, bu miktar üzerinden indirimler ve artırımlar yapıldıktan sonra verilecek cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçesiyle, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katına çıkartılması,
2- 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden, iptal kararına göre değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
