

Esas No: 2019/3111
Karar No: 2020/10052
Karar Tarihi: 19.10.2020
Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/3111 Esas 2020/10052 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, uzlaştırma işlemleri yapılmadan ve usulsüz tebligatlar sonucunda sanığın ve müştekinin uzlaşması sağlanamamıştır. Bu nedenle hüküm kanuna aykırıdır ve bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: Türk Ceza Kanunu'nun 155/1, 62, 50/1-a, 52/2-4; Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. ve 254. maddeleri; 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi; Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin 7/12., 29/7. ve 29/3. maddeleri; Tebligat Kanunu'nun 10/1. ve 21/1-2. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereği mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığa yüklenen güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK."nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildikten sonra her ne kadar uzlaşmanın gerçekleşmediğine ilişkin rapor esas alınarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
Uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır."
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği"nin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.";
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez."
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır."
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/3. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir."
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır."
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin mernis adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
Somut olayda; uzlaştırmacı tarafından dosyaya sunulan uzlaştırma raporunda sanığın mevcut adresine tebligat yapıldığı ve annesi tarafından teslim alındığı ancak geri dönüş yapılmadığı, müştekiye yapılan tebligatın adresten ayrıldığı bilgisi ile iade edildiği, müşteki ve sanığa ulaşılamadığından uzlaşmanın sağlanamadığı belirtilmiş ise de; uzlaştırma raporu ve eklerinin incelenmesinden sanığın bilinen adresine gönderilen tebligatın muhatabın taşındığı annesi Suna Gökgöz"ün beyanına göre mahalle muhtarı imzalı tasdiki ile iade edildiğinin anlaşılması, müştekinin bilinen adresine gönderilen tebligatın adresten ayrıldığının kardeşi Ramazan Köse"nin beyanından öğrenilmesi üzerine mahalle muhtarı tasdiki ile iade edildiğinin anlaşılması karşısında, katılana ve sanığa usulüne uygun olarak uzlaşma tebligatı yapılmadan uzlaşma işleminin sonuçlandırıldığı anlaşılmakla, usulsüz ve eksik yapılan tebligat işlemlerine dayanılarak ve uzlaşmanın gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
