Nitelikli dolandırıcılık - bilişim sisteminin işleyişini engellemek veya bozmak - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/26427 Esas 2020/10070 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/26427
Karar No: 2020/10070
Karar Tarihi: 19.10.2020

Nitelikli dolandırıcılık - bilişim sisteminin işleyişini engellemek veya bozmak - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/26427 Esas 2020/10070 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık bilişim sistemini engelleme veya bozma suçundan ve nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın, mağdurun Facebook hesabına hukuka aykırı olarak girip şifresini değiştirmek suretiyle hesaba erişimini engellemesi şeklinde gerçekleşen eylemi bilişim sistemi engelleme veya bozma suçunu oluşturmaktadır. TCK 244/2 maddesi kapsamına giren bu eylem için TCK 244/1 maddesinden mahkumiyet hükmü verilmiştir. Nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak ise sanığın mahkumiyeti uygun bulunmuştur. 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükmü için sanığın zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerekmektedir. Bu nedenle, suça konu olan blokenin kaldırılması yönündeki talep reddedilmiştir. Yargıtay 23. Ceza Dairesi'nin ilgili kararı da göz önüne alınarak, suça konu 1.000 TL paranın transferinden önce bloke olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. TCK 35. maddesinde belirtilen teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK 244/1, TCK 244/2, TCK 158/1-f-
15. Ceza Dairesi         2017/26427 E.  ,  2020/10070 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, bilişim sisteminin işleyişini engellemek veya bozmak
    HÜKÜM : 1-TCK"nın 244/1, 62, 53/1. maddeleri gereği mahkumiyet,
    2-TCK"nın 158/1-f-son, 62, 52/2, 53/1. maddeleri gereği mahkumiyet

    Bilişim sisteminin işleyişini engellemek veya bozmak ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın, mağdur ..."ın mail adresine müdahale ederek mağdurun “facebook” hesabı üzerinden kardeşi olan katılan ..."a mesaj gönderdiği ve ödemesi olduğunu belirtip 1.000 TL para istediği, ..."ın sanığın hileli hareketleri neticesinde kardeşine gönderdiğini düşünerek sanığın verdiği hesap numarasına istenen parayı gönderdiği iddia olunan olayda;
    1-Sanık hakkında bilişim sisteminin işleyişini engelleme veya bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    Dosya kapsamına göre sanığın, mağdur ..."ın "facebook" hesabına hukuka aykırı olarak girip şifresini değiştirmek suretiyle mağdurun hesabına erişimini engellemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 244/2. maddesi kapsamında kaldığı halde aynı yasanın 244/1. maddesinden mahkumiyet hükmü kurulması,
    2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
    Sanık savunması, katılan ve mağdur beyanları, Antalya Emniyet Müdürlüğü"nün inceleme raporu, banka kayıtları, arama tutanakları, facebook konuşma çıktıları ile tüm dosya içeriğine göre mahkemenin sanığın mahkumiyetine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27/10/2009 tarih ve 2009/6-132 Esas ve 2009/251 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; “5237 sayılı Kanun"un 168. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, sanığın bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerektiği, 765 sayılı Kanun"un 523. maddesi, “iade ve tazmin esasına” dayalı bir düzenleme iken, 5237 sayılı Kanun"un 168. maddesi tazminden çok “pişmanlık” esasına dayanmakta olup, pişmanlık sonucu olan iade ve tazminin önem taşıması nedeniyle iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi gibi hallerde sanığın etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği” içeriğindeki kararı da dikkate alındığında, mahkemenin suça konu 1.000 TL üzerindeki blokenin kaldırılarak katılan ..."a ödenmesi yönündeki 02/11/2012 tarihli müzekkeresi ile suça konu paranın katılana ödendiğinin, katılanın 12/01/2017 tarihli dilekçesinden anlaşılması karşısında, sanığın etkin pişmanlığından bahsedilemeyeceğinden etkin pişmanlık nedeniyle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
    Yargıtay 23 Ceza Dairesi"nin 24/05/2016 tarih, 2015/9146 Esas, 2016/6542 Karar sayılı ilamı ile katılan ..."ın para transfer ettiği hesapta para transferinden önce bloke olup olmadığının araştırılması ve sanığın daha önce konulmuş bir bloke nedeniyle parayı çekemediğinin anlaşılması halinde dolandırıcılık suçuna teşebbüsün karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi gerekçesiyle hükmün bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada bankadan gönderilen yazıda hesapta 25/11/2009 tarihinden önce konulan herhangi bir blokeye rastlanmadığının belirtildiği, mahkemece bankadan gelen yazı cevabına göre hesap üzerinde para transferinden önce herhangi bir blokenin olmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; suça konu paranın transfer edildiği tarihin 25/12/2009 olduğu, bankadan gelen yazı cevabına göre blokenin para transferinden önce konulduğunun anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya ver vermeyecek şekilde tespiti bakımından; ilgili bankadan daha önce gönderdiği 30/11/2016 tarihli yazıları tekrar gönderilip söz konusu hesapta suça konu 1.000 TL paranın transferinden önce bloke olup olmadığının araştırılarak açıklığa kavuşturulması, daha önce konulmuş bir bloke nedeniyle parayı çekip çekemediğinin tespit edilerek sanık hakkında TCK"nın 35. maddesinde belirtilen teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş