Danıştay 7. Daire 2019/1149 Esas 2022/2128 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2019/1149
Karar No: 2022/2128
Karar Tarihi: 17.05.2022

Danıştay 7. Daire 2019/1149 Esas 2022/2128 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Danıştay 7. Dairesi'nin 2019/1149 E., 2022/2128 K. sayılı kararında, davacının 2012 yılında tescilli muhtelif tarih ve 13 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile dahilde işleme izni kapsamında ithal edilen eşyanın yurtta kalma süresi dolmasına rağmen taahhüt hesabının kapatılmadığından bahisle gümrük ve katma değer vergisi ile gecikme zammının 15 gün içinde ödenmesi yolunda tesis edilen işlem ile bu alacaklara ilişkin uzlaşma başvurusunun reddine dair işlemler ile ilgili olarak dava açıldığı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararıyla dava konusu edilen vergilerin 15 gün içinde ödenmesine ilişkin işlem dışında tahsilata yönelik herhangi bir işlem bulunup bulunmadığının sorulduğu ve cevabi yazıda bu işlem dışında başka bir işlemin bulunmadığının belirtildiği ifade edilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi'nin kararıyla istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verildiği aktarılm
Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/1149 E.  ,  2022/2128 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/1149
    Karar No : 2022/2128

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı adına
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Jeneratör Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. ....
    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin .... tarih ve E:...., K:.... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: Davacı adına 2012 yılında tescilli muhtelif tarih ve 13 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile dahilde işleme izni kapsamında ithal edilen eşyanın yurtta kalma süresi dolmasına rağmen taahhüt hesabının kapatılmadığından bahisle gümrük ve katma değer vergisi ile gecikme zammının 15 gün içinde ödenmesi yolunda tesis edilen işlem ile bu alacaklara ilişkin uzlaşma başvurusunun reddine dair işlemlerin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; Mahkemelerince verilen ara karar ile davalı idareden dava konusu edilen vergilerin 15 gün içinde ödenmesine ilişkin işlem dışında tahsilata yönelik herhangi bir işlem bulunup bulunmadığının sorulduğu, cevabi yazıda bu işlem dışında 6183 sayılı sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre yapılan başkaca bir işlemin bulunmadığının belirtildiği, 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi ile, 2 Seri No'lu Gümrük Genel Tebliği'nin 14. maddesi uyarınca ilgili gümrük idaresince davacıya uyuşmazlığa konu vergilerin ödenmesi hususunda usulüne uygun tebliğ edilecek bir yazı ile bir aylık süre verilerek uyuşmazlığa konu vergilerin ödenmesinin istenilmesi gerekirken davacıya 15 gün içinde kamu alacağının ödenmesi yolunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; her ne kadar idarece uzlaşma başvurusu alacakların tahsilat aşamasında olduğundan bahisle reddedilmiş ise de, 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi uyarınca işlem tesisi suretiyle alacağın vadesinin belirlenmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle öncelikle, anılan vergilerin vadesi belirlendikten sonra, teminata bağlanan kısım için teminatlı alacakların takip ve tahsiline ilişkin hükümler uyarınca işlem tesisi suretiyle, teminatsız kısmı için ise 6183 sayılı Kanunun hükümlerine göre ödeme emri düzenlenmesi suretiyle takibat yapılması ve bunların kesinleşmesi halinde söz konusu alacakların tahsil edilebilir aşamaya gelmesi mümkün iken, yukarıda izah edildiği üzere usulüne aykırı olarak bir aylık süre yerine 15 günlük vade tayini suretiyle tesis edilen işlem ile tahsilat aşamasına geçilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu edilen işlemlere konu alacağın tahsilat aşamasında olduğu, usulüne uygun olarak tesis ve tebliğ edilen işlemlerin uzlaşma kapsamında olmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ....'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı adına 2012 yılında tescilli muhtelif tarih ve 13 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile dahilde işleme izni kapsamında ithal edilen eşyanın yurtta kalma süresi dolmasına rağmen taahhüt hesabının kapatılmadığından bahisle gümrük ve katma değer vergisi ile gecikme zammının 15 gün içinde ödenmesi yolunda tesis edilen işlem ile bu alacaklara ilişkin uzlaşma başvurusunun reddine dair işlemlerin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Cebren tahsil ve şekilleri" başlıklı 54. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı; 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 37. maddesinde, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödendiği ya da zamanaşımına uğradığı iddialarıyla, tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 37. maddesinde, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu hükmüne yer verilmiş olmakla birlikte, anılan madde uyarınca yapılacak tebligatta, ödeme zamanının belirtilmemiş veya farklı süreleri içerecek şekilde belirtilmiş olmasının işlemi geçersiz kılması söz konusu değildir. Zira; ödeme süresinin belirlenmesi konusunda, idareye tanınmış bir yetki yoktur. Ödeme süresi, kanunda bir ay olarak belirlenmiştir. İdare tarafından yapılması gereken, yalnızca, bu bir aylık ödeme süresini başlatacak tebligatı gerçekleştirmekten ibarettir. Bu nedenle, yapılacak tebligatta, bir aylık sürenin kısaltılması veya uzatılması da olanaklı değildir. Söz konusu işlemde, bu konuda yer alacak ibareler, hukuken değer taşımaz.
    Bu itibarla, 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi uyarınca tesis edilerek tebliğ edilen işlemde, 15 günlük ödeme süresi belirlenmesine ilişkin ibare işlemi kusurlandıracak nitelikte bir şekil sakatlığı oluşturmadığından, uyuşmazlığın esasının rejim ihlali olup olmadığı yönünden incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Öte yandan; dava konusu edilen uzlaşma talebinin reddine ilişkin işlemlere yönelik olarak da, 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi uyarınca tesis edilen işlem yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2.... Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 17/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istinaf kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın onanması gerektiği oyu ile, Dairemiz kararına katılmıyoruz.

    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş