Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/3069 Esas 2012/2928 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3069
Karar No: 2012/2928

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/3069 Esas 2012/2928 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/3069 E.  ,  2012/2928 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Davacı Kurum, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerine bağladığı gelirler nedeniyle uğradığı zararın tazminine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilamda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, tarafların avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Bilindiği üzere; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Anayasanın 36. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. (HUMK"nun 73.) maddelerinde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre; mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka dava ve duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanarak işin esasına girildikten sonra deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri tamamen şeklidir. Kanunun amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Tüzel kişilere yapılacak tebligatın, bilinen son adresinde yetkilisine 12. md.), yetkilisinin işyerinde bulunmaması durumunda daimi çalışanlarına (13. md.); bunun da mümkün olmaması durumunda, Kanunun 35. maddesine göre daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, resmî kayıtlardaki adresleri esas alınarak tebliğ yapılacağı belirtilmiştir.
    Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde eldeki davayla ilgili olarak, dava dilekçesinin, davanın açılmasından önce tasfiyeye girdiği anlaşılan davalının tasfiye memurlarına usulüne uygun olarak tebliği yerine; dava dilekçesi ve gıyabi hükmün, davalı şirketin, öncesinde yapılmış usulüne uygun tebligat da bulunmayan ticaret sicilinden başka adrese doğrudan, Kanunun 35. maddesine göre tebliği usulsüz olup, savunma hakkı verilmemek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş